TALHA YAZGAN: "BAŞINI EĞME DİK TUT!"

BAŞINI EĞME DİK TUT!

Çünkü, ligin alt sıralarında ki takımların futbolcuları ve hocası ile ligin zirvesinde ki takımların futbolcuları ve hocaları arasında anlayış farklılıkları olur. Fenerbahçe’de ki en büyük sıkıntı ‘winner’ olarak nitelendirdiğimiz futbolcuların olmayışıdır. Kariyeri boyunca şampiyonluk ve kupalar kazanmak için oynayan futbolcular, yeteneği ne olursa olsun başarısızlığı kaldıramaz ve etrafındakileri de hareketlendirir. Örneğin; Carlos’un varlığı bile bir takıma Avrupa’da vizyon katar ve çeyrek final oynarsın, kariyeri başarılarla dolu olan Zico çok büyük teknik direktör olmasa da kişiliğinde yer edinmiş liderliği ile her zaman başarı ister, bu örnekleri Fenerbahçe’de Alex, Tuncay vb. kişilerle çoğaltabiliriz. Ancak, Avrupa’da orta düzey takımlarda oynayan, liglerinde orta sıralarda mücadele etmeye alışmış isimler bu anlayışı kolay kolay benimseyemezler. Bu yüzden her yetenekli kişi, Barcelona’da, Real’de vb. büyük takımlarda oynayamaz, oynasa da başarılı olamaz. Bu takıma acilen kazanma içgüdüsüne sahip, hırslı, mücadeleci ve yetenekli ‘Winner’ futbolcular transfer edilmelidir. 

Devrimin önce kendi çocuklarını yemesine izin vermemeliyiz!

Ersun Yanal’ın işi gerçekten zor, kendi kurmadığı bir kadroyu, devre arasında ve kaos ortamında alarak zor bir işin içine girdi. Ancak, bu teknik heyet, günün şartlarında bu kaos ortamı için en doğru isimlerdir ve umarım bu işin altından kalkacaklardır. Artık bundan sonrasında tepkiler Başkan Ali Koç’a olacaktır. Sayın Başkan bu camia herkese Betorder nasip olmayacak şekilde, büyük bir teveccühle sizi başkan seçti. Evet değişimler sancılı olur, ancak şapkanızı önünüze koyun ve hatalarınızdan vazgeçin, doğruyu bulmak için gecikmeyin. Siz bu camianın başkanı ve liderisiniz, asla başınızı eğmeyin, başınızı dik tutun! Teknik heyete el attığınız gibi, camianın önemli isimleri ile ve futbolu iyi bilen kişilerle fikir alışverişinde bulunun. Fenerbahçe bu kaostan sizin liderliğinizde, hepimizin desteği ile çıkacaktır. Hızlı düşünüp, çabuk kararlar vererek bu çıkışı hızlandırmak öncelikle sizin elinizde. ‘Öldürmeyen acı güçlendirir’ sözündeki gibi, daha güçlü olmalısınız. Şu an Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütünün ve kulübünün milyonlarca ferdi, sizden hamleler bekliyor. Kongrede rekor oy alarak başkan seçildiniz, bir devrim gerçekleştirme yolunda yola çıktınız. Fenerbahçe, tarihinde çok büyük badireler atlattı, bunu da atlatacaktır. Unutulmamalı ki; Aziz Yıldırım'ın ilk başkan seçildiği dönemlerde Fenerbahçe çok zor bir süreç geçirirken, ezeli rakibi de en iyi dönemini yaşıyordu. Büyük Fenerbahçe taraftarları bu zorlu süreçte kulübüne ve başkanına sahip çıkmalıdır. Fenerbahçelilik herşey iyi giderken takımının yanında olmak değildir, Fenerbahçelilik ve Fenerbahçe aşkı zorlu ve kederli günlerinde takımının yanında olmayı gerektirir. Bu nedenle, özellikle bu süreçte daha gür bir sesle Fenerbahçe derken, büyük fedakarlıklarla göreve gelen Başkan Ali Koç'u da yalnız bırakmamalıyız. Devrimin önce kendi çocuklarını yemesine izin vermemeliyiz!

Gelelim, Türkiye’nin en iyi hakemi (!) Cüneyt Çakır’a. Hakeme bahane bulmayı hiçbir zaman sevmem. Ancak yere göğe sığdırılamayan Cüneyt Çakır, Türkiye’de her zaman bulunduğu ortama, stadyum ve taraftar şartlarına göre maç yönetir. Maç Kadıköy’de ise ayrı, Türk Telekom’da ise ayrı, Bursa’da ise ayrı maç yönetir. Yani, bu maç Bursa’da değil de Kadıköy’de olsaydı karşılaşma 1-0 sona ererdi!