BAŞKAN ALİ KOÇ: TRANSFER YAPSAK DA YAPMASAK DA OMUZ OMUZA ŞAMPİYONLUĞA YÜRÜYECEĞİZ

Başkanımız Ali Koç ve Kulübümüzün Mali İşler Direktörü Serdar Yıldız, TRT Spor ekranlarında yayınlanan Stadyum programında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

BAŞKAN ALİ KOÇ: TRANSFER YAPSAK DA YAPMASAK DA OMUZ OMUZA ŞAMPİYONLUĞA YÜRÜYECEĞİZ

Yeniden yapılandırma, Türkiye Futbol Federasyonu’nun takım harcama limitleri’ ve transfer çalışmalarına dair konuşan Başkanımız Ali Koç, taraftarlarımıza da bu süreçte gösterdikleri destek için teşekkürlerini iletti. Başkanımız Ali Koç ve Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız’ın açıklamaları şöyle:
 
Başkanımız Ali Koç: Serdar Fenerbahçe’nin tüm mali konularına hakim. Buna mukabil bu talimatnameyi yazan kişilerden biri. Öncülerden biri. 3 yıl La Liga’ya gitti, orayı örnek aldı. Yani bizim başkanlığımızdan da önce. UEFA’yla iyi ilişkileri var. Diğer kulüplerin de finans direktörleri de topa girdi. Aslında federasyonumuzun UEFA’ya söz verip hazırlaması gereken talimatnameyi istendiği şekilde hazırlanamadığı için bu baz alındı. Dolayısıyla Serdar’ın emek verdiği konu. Talimatnameyi gayet iyi biliyor. Mimarlardan biri olarak burada. Sadece Fenerbahçe Spor Kulübü’nü temsilen değil.
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: Bugün KAP’a açıklama yapmanın son günüydü. Arkadaşlarımız şu an stadyumda çalışmalarına devam ediyorlar. 21.47 itibarıyla da çalışmalar tamamlandı. Zaten mesai saatinin bitimi bekleniyor ki seans kapandıktan sonra mali tablolar halka açıklansın. Borsada mali tablolardan sonra herhangi bir alım-satım olacaksa buyun için bir süre tanınması adına mesai bitimi bekleniyor. Diğer kulüplerde bugün açıklıyorlar.
 
Başkanımız Ali Koç: Ben her soruya açığım. En sevdiğim sorular zor sorular. Esas amacımız Türk futbolu, finansal sınıfları yeniden yapılandırma, talimatname, bunlar ne kadar örtüşüyor? Biz niye buna karşıyız? Yeniden yapılandırmayı neden imzalamadık. Fenerbahçe’nin genel bakış açısı… O kadar teknik ve zor bir konu ki sokaktaki her vatandaşın anlayabileceği şekilde anlatabilirsek buraya gelmekte muvaffak olmuş oluruz. Uzun vadeli bakıldığı zaman bu sistem devam etmeyecek, bu sistem çökecek. 1 sene mi, 2 sene mi? Antalya’da söyledim, çalıştayda söyledim, Federasyon Başkanımız Sayın Nihat Özdemir Spor Bakanımızın önünde aynı şekilde söyledi. Cumhurbaşkanımızı ziyaretimizde tekrar dile getirdim. Orada da Sayın Başkanımız mutabık kaldı. Yeniden yapılandırmanın vadesinde bu borçların ödenmesinin kesinlikle mümkün olmayacağını her yere anlatıyoruz. Futbola yardım etmek konusunda devletin hiçbir mecburiyeti yok.
 
ALİ KOÇ: YENİDEN YAPILANDIRMA SİSTEMİ MECBUREN 1-2 SENE İÇİNDE DEĞİŞECEK 
 
Başkanımız Ali Koç: Amma velakin onlarda tehlikeyi gördükleri için ellerini taşın altına koyuyorlar. Fakat yapılan bugünkü model ne yazık ki, çare değil. En azından üç büyük kulübe çare değil.  Hepimiz biliyoruz ki, 5. yıl geldiği zaman ana paranın yüzde 80’i ödenecek. Bunun ödenmesinin mevcut gelir modelleriyle, mevcut harcama ve mevcut yükümlülüklerle olmayacağı ortada. Oraya gelince takla attıracağız deniliyor. Yani tekrar uzatılacak. Biz de diyoruz ki ‘niye biz bunu peşinen doğru kurgulamıyoruz?’ Diyorlar ya ‘Oyun oynanırken kural değişmez’ 1-2 sene içinde zaten değişecek. Mecburiyetten değişecek. Bugün oyun oynanırken kural değişmez diyenler o zaman ne diyecek?
 
ALİ KOÇ: UEFA FİNANSAL FAİR-PLAY SİSTEMİ ÜLKEMİZDE SONUÇ VERMEDİ 
 
Başkanımız Ali Koç: Bu süreç yeni federasyonumuzla başlamadı. Şubat 2018 tarihinde başladı. UEFA Finansal Fair Play ne yazık ki, ülkemizde netice vermedi. Hatta Türkiye’deki sonuçları itibariyle kulüpler ters istikamette gitti. Pek çok ülkede sorunları tedavi etti. İlaç oldu. Ya da kulüpler doğru istikamette burunlarını çevirdiler. Bizde tam tersi oldu. UEFA kesinlikle cezalandırmak için orada değil. UEFA yardım etmek için orada. Kendi Finansal Fair Play yapısı…Biz de ne yazık ki öyle değil. Bu iş biraz sert. Kulüpleri sadece ve sadece bir bankacı gözüyle sektörü yönetemezsiniz. Burada futbol aklı ve futbol mantığı da olmalı. UEFA’nın cezalandırmak için konumlanmadığının en güzel örneği sağolsun, hakkını verelim. 2015’te darbe oldu. 2018 yaz aylarında kurlar inanılmaz fırladı. Bizleri değerlendirirken, hesabını kitabını yaparken hep bu olumsuzlukları göz önünde bulundurdu ve Türk takımları lehine kullandı. Biraz sonra anlatacağımız konuda niye Fenerbahçe lehine kullanılmadığını, Beşiktaş ve başka kulüplerde söz konusu. Göreceksiniz.
 

ALİ KOÇ: TÜRK FUTBOLU FİNANSAL AÇIDAN ÇÖKMÜŞTÜR
 
Başkanımız Ali Koç: Türk futbolu finansal açıdan çökmüştür. 2018 Ocak ayında buraya çıkıp anlattığımda da bir tek Sayın Saffet Sancaklı buna değiniyordu. Geldiğimiz noktada hepimiz değiniyoruz. Devlet el atmaya çalışıyor, federasyon bir şeyler yapmaya çalışıyor.   Federasyon dedi ki UEFA’ya ‘Bankalar Birliği kulüplerin borçlarını yeniden yapılandıracak bende yerel bir finansal fair play yapacağım’  UEFA bunu beğendi. Bunun için 31 Mart 2019 tarihi verildi.  Ki bu sezonun başına sistem kurgulansın diye. Yeniden yapılandırma o veya bu şekilde siyasi malzeme haline geldiği için kamuoyuna doğru anlatılmadığı için bence muhalefet partileri haksız bir şekilde siyasi malzemeye çevirdiği için 31 Mart, seçimler öncesine yetişmedi. Orada sözümüzü tutamadık.
 
 SERDAR YILDIZ: KULÜPLERİ UEFA NEZDİNDE KULÜP FİNANSAL KURULU DENETLİYOR
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: Talimatname ve yapılandırma, Mart 2019’da yetişeceği 31 Ocak’ta yaptığımız toplantıda federasyonumuz tarafından UEFA’ya, UEFA’nın kulüp finansal kontrol kurulu diye bir organı var. Bu organ bizim federasyondaki sicil lisans kurulunun UEFA’daki vücut bulmuş hali. Kulüpleri UEFA nezdinde Kulüp Finansal Kurulu denetliyor. Bizim 31 Ocak tarihinde gittiğimiz toplantıda Trabzonspor, Kulübümüz, artı federasyon.. (Başkanımız Ali Koç, ‘Bilhassa biz gidip raporluyorduk. Trabzonspor ile Fenerbahçe) Bizden sonra da federasyonumuzun bir toplantısı vardı ve yaptığımız toplantılarda, federasyonumuz, kulüplerimizin içinde bulunduğu finansal dar boğazdan çıkışı için 2 madde üzerine bir taahhüdü vardı. O taahhüt de 31 Mart 2019 tarihine yetişecekti.
 
ALİ KOÇ: TÜRK FUTBOLU HER ANLAMDA ÇÖKMÜŞ VAZİYETTEDİR
 
Başkanımız Ali Koç: Taahhüt yetişmedi. Yetişseydi ne olacaktı?  Bugün, transferden bir gün sonra harcanan harcama limitleri,  transferler yapılmadan önce açıklanacaktı. Herkes de ayağını yorganına göre uzatacaktı. Bugün taahhütnameye baktığınız zaman orada diyor ki, ‘Harcama limitleri 1 Haziran’a kadar belirlenir. Federasyonumuz, görevini doğru bir şekilde yapabilseydi UEFA’nın beklentileri -talimatname tarafını söylüyorum, yeniden yapılandırma bankalara bağlı- zamanında geliştirseydi,  bunlar zamanında açıklansaydı 1 Haziran’da herkes ne kadar harcama limiti olup olmadığını bilecektir. Halbuki tüm kulüpler harcamalarını yaptıktan sonra yatırım nedir? Transfer yatırımı, al-sat. İki yılda açıkladılar. Şunu anlatmak istiyorum; Türk futbolu her anlamda çökmüş vaziyettedir. Federasyonun yönetim şeklinden, kulüplerimizin yönetim şeklinden, finansal açıdan, altyapılara yatırım açısından, Avrupa’nın en yaşlı ligi olmamız açısından, verdiğimiz ücretlere baktığımız zaman, altyapılardan oyuncu çıkaramama, gençlere verilen süre, üstününe alınmayın ama spor medyası yani bütün zincirin baştan aşağıya yeniden yapılanması lazım, sadece finansal borçlar değil. O yüzden baktığınız zaman zaten başlı başına bir polemik yarattı, bunun 2 Eylül’de çıkması. Üstüne bir de yayıncı kuruluşumuz haklı haksız nedenlerden indirime gitmek zorunda kaldı.
 
Mali işler Direktörümüz Serdar Yıldız: Önce kronolojik yapıyı görmek lazım. Nereden başladık?
 
Başkanımız Ali Koç: Dolayısıyla Nihat Bey ve yönetimi gelir gelmez bunu kucağında buldu. Bir an önce çıkartıp çünkü Lisans Kurulu’nu ataması gerekiyordu.
 
SERDAR YILDIZ: BU TALİMATIN BAŞLANGICI, TOHUMLARI ŞUBAT 2018’DE ATILDI
 
Mali işler Direktörümüz Serdar Yıldız: Bu talimatın başlangıcı, tohumları Şubat 2018’de atıldı. Burada bir parantez açmak istiyorum; orada dönemim Kulüpler Birliği Başkanı Sayın Fikret Orman’ın beş tane büyük borçlu kulübün CFO’larını toplayıp, ‘artık deniz bitmiştir, kulüplerin geldiği nokta ortadadır. Ve bunu da gün gün yaşayan sizlersiniz. Bize bir çözüm getirin’ dedi. Hatta ‘bize acı reçeteyi verin, biz de bunu uygulayalım’ diye bir startı verdi. Daha sonra bizler çalışmalarımızı yaptık, Mart 2018 dönemiydi ve bu çalışmaları Kulüpler Birliği’nde bütün başkanlarla paylaştık. Fakat sonrasında bir aksiyon alamamıştık. Haziran 2018 döneminde yeni yönetim kurulumuzun da göreve gelmesiyle UEFA ile bu konudaki görüşmelerimizi de sıklaştırdık. Daha sonra UEFA’ya anlattığımız modeli -bizim kulüpler olarak kendi hazırladığımız modeli- UEFA’ya anlattığımızda şöyle bir yorum aldık; ‘Bu modelin çok benzerini biz La Liga’da görüyoruz. Yaklaşık 5 yıldır da La Liga bunu uyguluyor ve İspanyol kulüplerin de içinde bulunduğu batak bu talimat sayesinde kurtarılmıştır.’ O yüzden dediler ki size önerimiz, ‘Gidin, lütfen La Liga modelini yerinde inceleyin, buradan alabileceğiniz illa ki bazı noktalar vardır ve bunları da değerlendirmeye alın’ dediler. Aralık 2018’de Galatasaray ve Beşiktaş kulüplerinin de temsilcileriyle beraber biz La Liga kulüplerinin talimatlarını, uygulamalarını yerinde görmek için yerinde ziyaret ettik ve bize anlattılar. Bizim şaşırdığımız bir konu vardı, biz bu bütçe sınırlamalarını getirmek istiyorduk ama dünyadaki örneklerini çok yakından bilmiyorduk.  Ama La Liga’ya gittiğimiz zaman şaşırdığımız konu; bizim aslında tasarladığımız taslak talimatın, onların uygulamalarıyla çok paralel olmasıydı. Tabii ki onların Euro harcamaları var, bütün hesapları Euro, bizde kur farklılıkları var, onların nasıl değerlendirmeye alınacağı soruları var. Oradan aldığımızda aslında bazı örnekler oldu. Bu model aslında ön kontrol modeli(ex-ante), UEFA’nın sistemi ex-post yani sonradan kontrol diye geçiyor. UEFA, bugüne kadar bizim Türk kulüplerini de, diğer kulüpleri de şöyle denetliyor: Geçtiğimiz mali tablolarına bakıyor ve ‘zarar ettiyseniz neden zarar ettiğinizi açıklayın’ diyor. Siz de gidip savunmanızı yapıyorsunuz. Daha sonra önlemlerinizi anlattığınız zaman bir yapılandırma anlaşmasıyla sizi belli bir rejime alıyor. Amacı da sizin kan akışınızı yani gelir giderdeki açığınızın önüne geçmek.
 
Başkanımız Ali Koç: Yani iki sene üst üste zarar etmek yasak. La Liga 1’de de 2’de de soruşturma açıyorlar.
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: Bizde kur farklarının yüksek boyutlara ulaşması ve ülkemizde sonradan kontrol sistemi de çok fazla cevap vermedi. Bizim de düşündüğümüz harcamalar yapılmadan, imzalar atılmadan önce kontrolünün sağlanması. Bu sayede kulüplerin ekonomisinin, bütçesinin üzerinde harcama yapmasının önüne geçilmesi. Bunu yaparken kulüplerin de transferi çok fazla yapamayacağı yönünde eleştiriler de oldu. Temel amacımız, kulüplerin ekonomik olarak hayatta kalmasını sağlamak. Aralık 2018’de La Liga’yı ziyaret ettik. Daha sonra 31 Ocak 2019’da Trabzonspor Kulübü, biz ve bizden sonra da federasyonun UEFA’nın Kulüp Finansal Kontrol Kurulu ile toplantılarımız vardı.
 
Başkanımız Ali Koç: Kendimizi anlattık, sunumlarımızı yaptık. Onlar da bizi değerlendirdiler. Önce biz yaptık. Sonra Trabzonspor ve en son da federasyon yaptı.
 
SERDAR YILDIZ: SORUNLARIMIZA ÇÖZÜM OLUŞTURACAK MODELLERİN GELİŞTİRİLDİĞİNİ UEFA’YA ANLATTIK
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: Türk futbolunun içinde bulunduğu sorunlara çözüm olacak modellerin de kulübümüz tarafından içinde bulunduğu yapılarla finansal dar boğazdan kurtaracak modellerin geliştirildiğini anlattık. Bizden sonra da federasyon girip bu yapılandırmanın ve talimatın yürürlüğe gireceği konusunda garantör olunca bizim de UEFA nezdindeki elimiz güçlenmiş oldu. Ocak 2019’daki toplantıdan sonra Şubat ayında UEFA ülkemizi ziyaret etti. Federasyon ve kulüplerle birlikte toplantılar yaptık. Yaptığımız toplantılardan sonra Kulüpler Birliği tarafından belli bir taslak talimat hazırladık. Bizim zaten La Liga’yı ziyaret ettiğimiz için geldiğimiz bir nokta vardı. Kulüpler Birliği olarak da bunu taslak bir talimat haline getirerek UEFA’nın da görüş ve onayını aldıktan sonra federasyonumuzla paylaştık. Nisan 2019’dan Haziran 2019’a kadar sessiz bir dönem geçti.
 
Başkanımız Ali Koç: Esas işin orada yapılması gerekiyordu. İyi niyetli düşünelim. Federasyon Başkanı ayrıldı, geçici bir başkanı oldu. Seçimler oluyordu. Ama kurumlarda esas devamlılıktır. Hayatta devamlılık esastır. Bunların yapılması gerekiyordu. Çünkü UEFA’nın Türk futboluyla ilgili en büyük sıkıntısı da verilen sözlerin tutulmaması. O zaman ‘bir kez daha mı verilen sözler tutulmuyor?’ diye çok panikledik. Nitekim alelacele bir noktaya geldi. 28 Haziran’da açıklandı. Açıklandıktan sonra ‘Temmuz başında limiti açıklansın’ diyeceksiniz. Ama açıklanmadı. İki ay kulüplerin bütçeleri, finansalları federasyon tarafından denetlendi ve incelendi.
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: Limitler 2 Eylül 2019 tarihinde açıklandı. Talimat 31 Mart’ta yayınlansaydı, Nisan’da kulüpler tarafından talimatlar için ön çalışma yapılacaktı. Denetçilerin seçilmesi, safların denetlenmesi, bütçelerin çıkması derken 1 Haziran tarihine kadar yetişecekti. O zaman ne olacaktı? Biz de transfer döneminde ne kadar harcama yapmamız gerektiğini bilecektik. Hem de transfer döneminin başında bunu biliyor olacaktık. Yabancı ülkelerdeki uygulamalar da bu şekilde.
 

BAŞKAN ALİ KOÇ: İŞLER SIKI TUTULSAYDI, CİDDİYETLE ELE ALINSAYDI SEZON BAŞINDA LİMİTLER BELİRLENECEKTİ
 
Başkanımız Ali Koç: Önceki federasyon hazırlayamadığı için yeni federasyon da kucağında bulduğu için 28 Haziran’dan 2 Eylül’e kadar olan süre makul bir süreydi. Bütün bu çalışmaları, denetimi, finansal incelemeyi yapmak için makuldü. Aslında yeni federasyonun 2 Eylül’de açıklanması hakkında suçu yok. Ama bu işler sıkı tutulsaydı, ciddiyetle ele alınsaydı sezon başında limitler belirlenecekti. Limitler açıklanmadığı için biz de har vurup harman savurmadık. Kulübü devraldığımız zaman 94 milyondu. Bugünkü bütçemiz 71 milyon. Biz de 40-45’e inmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Bir gecede olmuyor. Kontratlar var üç yıllık. Biz de oyuncu aldık. Belli bir yaş üstünde daha maliyetli oyuncuları bıraktık. Daha makul oyunculara odaklanmaya başladık. İki sezonda 94’ten 71’e inmek de iyi bir performans. Biz de farkındayız. Talimatname olsun olmasın bu işin böyle devam etmeyeceğinin biz de farkındayız. En azından kendi kulübümüz açısından hamlelerimizi yapıyorduk.
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: 28 Haziran tarihinde talimatname yürürlüğe girdi. Orada bir sıkıntımız oldu. Kulüplerin hazırladığı taslak talimat, aslında biz bunu Kulüpler Birliği’nde çalışmayı yaparken aynı zamanda kulüplerin başkanlarına anlattık. Çok olumlu geri bildirimler oldu. Hukukçularına, finansçılarına anlattık. Herkesin hem fikir olduğu değişmesinin gerektiği noktalarda da değiştirdik. Federasyona gönderirken kulüplerin önerileri varsa onları da paylaştık.

Başkanımız Ali Koç: Yaşayan bir süreç. Hepimiz için yeni bir dünya. Geri bildirimler, temaslar ve diyaloglarla zaman ilerledikçe bunlar değiştiriliyordu.
 
MALİ İŞLER DİREKTÖRÜ SERDAR YILDIZ: HARCAMALARIMIZI 2 EYLÜL’DE TAMAMLADIK AMA SONRASINDA TFF HARCAMA LİMİTLERİNİ AÇIKLADI
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: 28 Haziran’da yayınlanan talimatta bizim hazırladığımız taslak üzerinden bazı değişiklikler yapıldı. Talimat 30 sayfa ise belki beş cümle değişti. Ama bu ufak değişiklikler talimatın özünü değiştirecek şekilde oldu. Biz bunları gerek Kulüpler Birliği’ndeki toplantılarımız gerek federasyonu bilgilendirmemiz sonucunda talimatın hedefe götürecek şekilde revize edilmesi konusunda başarılı olamadık. 2 Eylül 2019 tarihinde ki bu tarih transfer döneminin de son günü. Transferlerimizi tamamladık. Bütün harcamalarımızı kontratlarla yaptık. En kısası 1 yıl, en uzunu 3-4 yıl olmak üzere kontratlar yapılır. Biz aslında harcamalarımızı 2 Eylül tarihinde tamamlamıştık. Harcamaları tamamladıktan sonra artı iki sezonda yaklaşık 23 Milyon Euro oyuncu ücretlerinde tasarruf sağlamamıza rağmen harcamaları tamamlamamızın ardından federasyon tarafından yeni harcama limitleri yayınlandı. Süreci doğru okumak lazım. Buraya nasıl geldiğimizi doğru görmek lazım. Fenerbahçe harcama limitlerini aştı diye haberler var. Biz takım harcama limitini aşmadık çünkü aşmanız için onun önünüzde duruyor olması lazım ki aşasınız. Zamanlama farkı var. Biz harcamaları yaptıktan sonra bu harcama limiti önümüze koyuluyor. Bizim harcamalarımızın altında bir limit açıklandı. Ara dönemde transferler için size eksi bütçe veriliyor demektir. Dünyanın hiçbir yerinde bu tarz uygulamalarda eksi bütçe diye bir kavram olmaz. 50 milyon eksi bütçeniz olduğunu düşünün. Ara dönemde ikinci yarı için 5 milyon maliyeti olan 10 tane oyuncunuzu göndermeniz durumunda dahi kimseyi alamıyorsunuz demektir. İki sezonda oyunculardan 23 milyon Euro tasarruf yaptık. Sadece oyuncu göndererek yapmadık. Yüksek maliyetli oyuncuları elinizden çıkartırsınız. Onun yerine düşük maliyetli oyuncuları koymanız gerekir ki tasarruf yapabilesiniz. Aksi takdirde sadece oyuncu göndermek sektörün doğasına aykırı.
 
ALİ KOÇ: 1,5-2 MİLYON EURO’YA ALACAĞIMIZ BİR SOL BEKLE ŞAMPİYONLUK ŞANSIMIZI ARTIRACAĞIZ AMA YAPAMIYORUZ
 
Başkanımız Ali Koç: Belli bölgelerde fazlalığımız var. Sol bekte çok büyük eksiğimiz var. Hasan Ali sakatlandı. Sezonun büyük bölümünde ondan faydalanamadık. Belki üç oyuncu yollayacağım. 4-5 milyon Euro tasarruf edeceğim. 1,5-2 milyona sol bekimi alacağım. Şampiyonluk şansım artacak. Ama yapamıyorum. Oyuncu alamayacağım diye eldekileri çıkartmakta da imtina ediyorum. Mesela farz edelim Balkanlardan 18 yaşında bir genç bulduk. Alacağım, Fenerbahçe’ye gelince başka bir kulübe kiralayacağım. Bana maliyeti olmayacak. Fenerbahçe’den başka bir kulübe gittiği için değeri artacak, oynayacak, geleceğin tohumlarını atacak. Onu da yapamıyorum. Talimatname kesinlikle olmak zorunda. Derdimiz bu değil. Zaten bu işin böyle gitmeyeceğini söylüyoruz. Futbolu zapt altına almak sadece finansçı gözüyle olamaz. Futbolun ruhunu da anlamak lazım. Bütçemizi azaltacağız, buna rağmen takviye yapabileceğiz. Avantaj sağlayacağız ama bana imkan verilmiyor. UEFA bile bu imkanı veriyor. Bu, manevra alanımızın ne kadar kısıtlandığını gösteriyor.
 
ALİ KOÇ: GELİŞTİRİLEN YAPILANDIRMA MODELİ TÜM KULÜPLERE UYMUYOR VE GERÇEKÇİ DEĞİL
 
Başkanımız Ali Koç: Talimatnamenin yapılandırma bacağı da var. O da çok önemli. Yapılandırma modeli geliştirildi. Tişört olduğunu varsayalım. Sana uyuyor ama bana uymuyor. Telefon alacağız diyelim. Sen çok daha akıllısını istiyorsun ama benim için önemli değil. Benim için bataryası daha önemli. Başkası için ekran büyüklüğü daha önemli. Ama hepimizin önünde aynı telefon. Benim almak istediğim bana pahalı geliyor. Benim ihtiyaçlarım için fazla. Bunu örnek verebilirim. Burada bir müzakere süreci yok. Şartlar bu. 150 milyon Euro, 5 yıl. 2 yıl anapara ödemesiz faiz ödemeli. Baktığınız zaman herkese bir model. Ama üç büyüğün ihtiyacını karşılamıyor. Ziraat Bankası’ndan bize de söyledikleri ‘bu konuda en gerçekçi ve en düzgün davranan sizsiniz. Biliyorsunuz ki işlemeyecek bir modelin altına imza atmıyorsunuz.’ Ama bize verilen talimatta böyle diyorlar. Bu işin şartları var. Gizlilik anlaşması olduğu için şartları açıklayamıyoruz. Ancak temerrütte düştüğün takdirde ki imzaladığın an birinci günde temerrütte düşüyorsun. Bunu biz de banka da kabul ediyor. Federasyon da biliyor. Yani birinci günden temerrütte düşüyorsunuz. Temerrüt şartları o kadar ağır ki veya bu sözleşmeye girmenin şartları o kadar ağır ki bir spor kulübünün yönetim kurulunun kendi başına vereceği bir karar değil. Bizim ihtiyacımızı karşılıyor olsa dahi o şartlara bir yönetim kurulunun onay vermesi mümkün değil. Biz de buranın sahibi değiliz. Bizler binlerce, on binlerce kongre üyesinin, milyonlarca taraftar için, bu kulübün çıkarlarını korumak için buraya seçilmiş insanlarız. Kulübün çıkarlarını müdafaa etmek, sahip çıkmak ve korumak en büyük amacımız. İyi niyetle yapılmış bir olay ama çözüm değil. Çok gerçekçi de değil. Bizim için olmadı. Biz buraya kadar kendi imkanlarımızla geldik. 5 sene sonra da değil; faiz ödemeleri geldiği zaman sıkıntı başlayacak. Bırak anaparaları. Ticaretin de kuralıdır. Ödemeye niyeti olan pazarlık yapar. Biz pazarlık da yapamıyoruz. Yapılacak bir pazarlık da yok. Olmayacağını söylüyoruz. İmzayı attığın an olmayacak duaya amin diyorsun. Şartları yerine getiremediğin zaman da çok ağır koşullar var. Burada ifade edemiyorum. Cumhurbaşkanımızı ziyaretimizde de söyledim. 10 yıl olmalı. 3 yıl anapara faiz ödemesiz 10 yıl. Kulüpten kulübe de ihtiyaçlara göre rakam belirlenmeli. Benim gelirim, ödeme gücüm farklı. Taşıdığım borç yükü de farklı. Futbol ailesine olan borçlarım da farklı. Her kulübün bu dört parametrede değişik konuları var. Bankalarla yaptığımız görüşmelerde de ifade ediliyor. 3 yıl ödemesiz 10 yıl 800 milyon lira. Bizim hesabımıza göre 880 milyon lira.
 
BAŞKANIMIZ ALİ KOÇ: AVRUPA’DA REKABETÇİ OLABİLMEMİZ İÇİN MEVCUT SORUNLARI ÇÖZMEMİZ LAZIM
 
Başkanımız Ali Koç: Muhalefete de seslenmek istiyorum. Kulüpler olarak burada devletimizi yanız bıraktık. Derdimizi anlatamadık. Çiftçinin parasını al topçuya ver olayı değil. Bu bir sektör. Ziraat Bankası olmazdı da başka büyük bankalar olabilirdi. 4 bankanın büyüğü Ziraat. Müzakereleri onlar götürüyor. Ben bir bankanın yönetim kurulu başkanıyım. Mütemadiyen yeniden yapılandırma yapıyoruz. Vadeleri uzatıyoruz, faizleri uzatıyoruz. Gerektiği zaman müşterilerimize ekstra sıcak para veriyoruz ki çark dönsün, müşteri orta ve uzun vadede borç ödeyebilsin. Bu da bir sektör. Bundan hiçbir farkı yok. Dolayısıyla Kulüpler Birliği olarak, muhalefet partilerine gidip anlatmamız lazım. Bakın bu milyonları ilgilendiren bir sektör. Diğer sektörlerden farklı olarak yöneticileri parayı cebine koymuyor. Sorumluyuz. Kar olunca bir yere gitmiyoruz. Her türlü sorumluluğun altındayız. Bunun ayağa kalması lazım. Türkiye’nin markası için, Avrupa’da rekabetçi olabilmemiz için çok faydalı bir şey. Genç bir demografiye sahibiz. Futbolcu fabrikası olmamız lazım. Futbolda ihracatçı bir ülke olmamız lazım. Bunu yapabilmemiz için mevcut sorunları çözmemiz lazım. Bunları isterken de Fenerbahçe Spor Kulübü olarak dibine kadar denetlenmeyi, en şeffaf şekilde kulüpleri yönetmeyi ve kendi sorumluluk süremizde hukuken sorumlu olmaya da razıyız. Bizden beklenen başkalarının dağ gibi yaptığı borçları bir sene boyunca kendimizin bulduğu ciddi kaynaklarla 1-1,5 seneyi götürmemizdi. Üstüne eklemedik. Maliyetleri kısıyoruz ama her şeyden biz sorumlu olacağız. Geçmişteki kimse sorumlu olmayacak. Mümkün değil. Ticaretin, hukukun mantığına aykırı. Ama devletten bize yardım etmesini isterken sadece finansal borçlar değil; büyük kulüplerin müthiş kamu borçları var. Spor Bakanlığına var, vergi borçları var. Bunların da finansal borçlar mantığında yeniden yapılandırılması gerek. O yüzden gidip muhalefete anlatmamız lazım ki onların da buna destek olması lazım. Devletimizin attığı bu adıma karşı çıkmak değil; destek olmak gerekiyor ki biz bunu yeterince iyi anlatamadık. Bu da kulüplerin bir ayıbıdır. Çünkü bu iş başka türlü yürümez. Sadece yeniden yapılandırmayla da yürümeyecek.
 
BAŞKAN ALİ KOÇ: TÜRK FUTBOLU TOPYEKÛN YENİDEN YAPILANDIRILMALIDIR
 
Başkanımız Ali Koç: Fabrikada 8 sene çalışan işçinin aldığı ücret belli. Harcadığı efor belli. Biz burada milyonları, yüz milyonları rahatça telaffuz ederken o vatandaşım nasıl düşünsün, deseniz orada haklısınız. Şampiyonluk filan değil. O manevi duygu şöyle; ‘kardeşim beni ilgilendirmez borç vs.’ Bizim camiamızda bile içinde bulunduğumuz durumun doğru dürüst farkında olmayan bir kitle var. Adam şampiyon olmak istiyor, harca diyor, transfer getir diyor, ben onu kast etmiyorum. Burada bunları telaffuz ederken devletimizden bu kadar yardım aldığımız, daha fazla almamız gerektiğine itiraz ederken bu işi çevirebilmek için, kurtarabilmek için esas az önce ifade ettiğim vatandaşlarımıza karşı da mahcup olmamamız lazım. Bir gerçek var ki bundan kurtulmamız lazım, yoksa bankalara olan borçlar çöpe gidecek. Bankaların, kulüplere el koyacak hali yok. Neye el koyacak? Bakınız, Türk futbolu topyekûn yeniden yapılandırılmalıdır. Tepeden başlayalım. Sayın Spor Bakanımıza buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Müthiş bir iş çıkardılar. Çalıştay’a gittik, çok önemli konuları konuşuldu. Çalıştay’dan sonuç alınmayacak ama çok doğru bir adım atıldı ve bunun devamı gelecektir. Sayın Spor Bakanımız, her şeyin farkında. İşin içindeki virüslerin de farkında, yapısal sorunların da farkında, ne yapılması gerektiğinin de farkında. O da kendi imkanlarıyla bir şeyler yapmaya çalışıyor. Aslında normalde futbolun özerk olması lazım. Ama bu genel bir spor çalıştayıydı, fakat futbol en önemli spor branşı olduğu için futbol da işin içine giriyor. Bu iş yani Spor Yasası. İlk önce federasyondan başlayalım: Federasyonlar böyle onun adamı, bunun adamı vs. değil, işten anlayan, riyakat bazlı kurul ve kurulları, yok onun üç tane adamı varmış, yok bunun beş tane adamı varmış, bakınız ben geldiğimden beri bunu söylüyorum. Tekrar ediyorum; biz, Fenerbahçe Spor Kulübü olarak federasyona hiçbir kimseyi önermedik. Ne kurula ne de yönetim kuruluna.
 

BAŞKAN ALİ KOÇ: HER ŞEYİN TOPYEKUN ELE ALINMASI LAZIM
 
Ersin Düzen’in ‘öneren var mı?’ sorusu üzerine Başkanımız Ali Koç, “Sence, sen federasyonda çalışmıyor musun?” dedi. Federasyonda danışman olarak çalıştığını dile getiren Ersin Düzen’e, Başkanımız Ali Koç, “Sen benden daha çok oradasın. O bilgi federasyonla geldi. Ama ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsun. Her federasyon döneminde bir kere 3 büyükleri temsil eden insanlar var. Son dönemlerde biz isim vermedik. Seçme durumumuz da olmadı, bir başkan çıktı, bir yönetim kurulu çıktı ve onlara oy vermek durumundaydık. Olmaması gereken insanlar olduğunu ifade ettik. Fakat bu spesifik federasyondan bahsetmiyorum. Federasyonlarımız burayı yönetmemiş. Bakın U21 Ligi kaldırılıyor, yerine hiçbir şey yok. UEFA’ya talimatname hazırlamamız lazım, geç kalıyor, limitler elinde kalıyor. Eğitmen yetiştiriyor muyuz?  Antrenör çıkarıyor muyuz? Altyapılara yatırım yapma mecburiyeti kılan bir uygulama var mı? Herkes yabancı oyuncu sayısı söylüyor. Ben başka bir şey söyleyeyim; altyapıdan oyuncu oynatma mecburiyeti. Yabancı niteliği, şu kadar yaş üstü olmayacak, bu kadar bütçe olmayacak. Hakemlerimizin geliştirilmesi, müthiş statlarımız var, birinci sınıf statlarımız var ama o statlarda iki haftada bir maç oynanıyor. Ama her gün çocukların top oynadığı sahalar yok. Yaşayan stadı bırakın, mahallemizde top oynayacağımız yer. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün altyapı imkanlarına bak, 112 yıllık bir kulübün, Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşunun iki sağlim altyapısı var. Dolayısıyla her şeyin topyekun ele alınması lazım. Bu yapısal reformlar, bir geceden bir geceye olacak şeyler değil. Günü kurtarma mantığıyla devam edersek hiçbir şey değişmeyecek. Bu 250 milyonu kabul edip bu şartlara imza atmak da günü kurtarma mantığıdır. Çünkü biliyorsun ki yetmeyecek. Öncelikle kulüplerimizin denk bütçeye gelmesi lazım. Denk bütçe olmadan nasıl borç ödersin?  Yeni borç alarak! Bizim bir numaralı önceliğimiz denk bütçeyi sağlamak olmalı. Mali İşler Direktörümüz Serdar Bey, daha iyi anlatır ama ben 100 lira isem 40’a gelmeliyim. Şimdi ne yapıyorlar? 100 lira 40 olmalısın, 40’ın %30’u 52 liradan başlatıyor seni. İki sene de oraya gelemiyoruz. Ama bu rakamlar çıkıyor. Halbuki demesi lazım ki, 100 ise seneye 80’e ineceksin, 80’in %5-%10 üstünde olabilirsin. Ondan sonra 60’a ineceksin. Sonra 40. Dolayısıyla 3 senede önce bizim denk bütçe haline gelebilmemiz lazım. Ondan sonraki kalan 7 senede, kar eden bir kuruluş amacıyla yavaş yavaş borçları ödeyebilecek konuma gelmemiz lazım. Bu bir geceden bir geceye olmuyor. Ben size daha büyük bir tehlikeyi anlatayım: Balonu söndürmemiz lazım. Havasını ufak ufak almamız lazım, balonu patlatırsan 1 sene sonraki yayıncı kuruluş ne olacak? Birden bire Türk futbolunu inanılmaz derecede gerçekçi olmayan şekilde küçültmeye çalışıp yayıncı kuruluş ihalesi geldiğinde ne olacak? 450 yerine 120 milyon dolar mı alacağız? 150-200 milyon dolar alırsak borçları ödeme ihtimali ne olacak?”
 
BAŞKANIMIZ ALİ KOÇ: ARTIK BİZİM İÇİN BÜYÜK RESİM DEĞİL, FENERBAHÇE VARDIR
 
Başkanımız Ali Koç: Biz geldiğimizden beri aynı şeyi söylüyoruz. Ta ki geçen hafta Antalya’da yaptığım konuşmaya kadar, artık bizim için büyük resim değil, Fenerbahçe vardır. Biz, şimdiye kadar büyük resmi konuştuk, gelelim bizi konuşmaya. Onu anlatalım.
 
SERDAR YILDIZ: BİZ DİYORUZ Kİ, ‘BİZİM TAAHHÜTLERİMİZE DE BAKMAYIN, GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ SONUÇLARA BAKIN
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: 28 Haziran tarihinde talimat yürürlüğe girdikten sonra dediler ki, ‘sizin 2 Eylül’ü beklemenize gerek yoktu. 28 Haziran’da talimat yayımlandı, kendi matematiğinizi kendiniz yapıp limitinizi bulabilirsiniz.’ diye yorum yapanlar var.  Burada talimatta yoruma açık kısımlar olduğu için şimdi burada hiç yorum yapılmasaydı, talimat olduğu gibi eğer hesaplansaydı bizim limitiniz 120 milyon TL çıkacaktı. Ama La Liga’da olduğu şekliyle yorumlansaydı yani ne demek istiyorum? La Liga, öncelikle kulüpleri davet ediyor. Eğer kulüplerin anapara ödemeleri varsa kulüplere bizzat, ‘bu anapara ödemelerini ne yapacaksın?’ diye soruyor. Eğer kulüp taksitli bir kredisi varsa ve bunu ödeyip kapatacaksa, borcunu küçültecekse o zaman takım harcama limitinde indirime gidiyor. Aresbet Ama kulüp diyor ki, ‘ ben bunu başka bir krediyle finansa ederim, yapılandırırım.’ Bu şekilde beyanda bulunduğu zaman bu kulübün gerçekten bunu yapıp yapamayacağına bakıyor, La Liga yönetimi. Eğer finansal gücünü, gerçekten bu doğrultuda görüyorsa takım harcama limitinden anapara ödemelerini indirmiyor.  Biz diyoruz ki, ‘bizim taahhütlerimize de bakmayın, gerçekleştirdiğimiz sonuçlara bakın. Bunlarla bizim takım harcama limitimizi revize edin.’ Orada aslında yaşadığımız sıkıntılar var. Birazdan onları anlatacağız size. Eğer La Liga yönetiminin yaptığı şekilde yorumlansaydı 330 milyon TL bizim limitimizin çıkmasını bekliyorduk. Şimdi 120 milyondan 330 milyon TL’ye 210 milyon TL’lik bir aralıktan bahsediyoruz. 120 ila 330 arasında yoruma dayalı bir limit açıklanabilirdi. Bize 206 milyon TL açıklandı, federasyon ve kulüp lisans kurulunun yapmış olduğu yorumlar sonrasında.
 
ALİ KOÇ: YAPILANDIRMA YAPAN KULÜPLER ANAPARAYI GEÇ ÖDEMEYE BAŞLAYACAKLARI ZAMAN EKSİ LİMİTLER ÇIKACAK
 
Başkanımız Ali Koç: Buradaki ana sebep, biz, herhangi bir bankayla yeniden yapılandırma yapamadığımız için ya da yapmadığımız için o dönemde, dolayısıyla bize yüklü bir anapara hesaba katılıyor. Diğer kulüplerimiz, anaparayı iki sene ödemeyecekleri için (burayı çok iyi dinleyiniz) onlarda anapara hesabı girmiyor. Fakat 2-3 sene sonra anapara ödenmeye başlandığı zaman eksi limitler çıkacak. Eksi harcama limiti. Onun için bu çökecek diyoruz. Herkes de bunu biliyor. Biz, ‘niye şimdi halletmeyelim.’ dediğimizde de, ‘oraya gelince bakacağız.’ deniyor. Şimdi bakalım. Kocaman insanlarız, belli noktaya gelmiş insanlarız. Niye bunu anlatamıyoruz, nereye anlatmamız gerekiyorsa? Biz, bu kanal dahil her kanala koşarak ilk geliriz. Dört büyüklerin başkanını çağırın, oturalım şu masa etrafında. Siz de bir ekip olun.  Biz Fenerbahçe Spor Kulübü olarak kapıda ilk biz oluruz, çünkü masanın etrafına oturmamız lazım. Biz, ‘kral çıplak’ diyoruz. Onlar değil diyorlar. Gelelim masaya görelim sistem kral çıplak mı değil mi? Bakınız, bu dört büyük kulübün aynı masaya gelmesi çok büyük fayda da sağlar. Beni kendi camiamın nezdinde baktığım zaman hiçbir başkanla yan yana gelmekten mahcup olmam, rahatsızlık da duymam, hesap da vermek zorunda değilim. Dolayısıyla her ortamda, canlı cansız, sizin kanalınız ya da başka kanal, biz Fenerbahçe Spor Kulübü olarak isterseniz Mustafa Cengiz ile yalnız,  isterseniz de dört büyük başkanla her ortamda çıkmaya hazırız ve arzu da ediyoruz, hatta rica ediyoruz.
 
SERDAR YILDIZ: GÜNÜN SONUNDA BU VERGİ KULÜBÜN MALİYETİDİR
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: Talimat yayımlandıktan sonra bazı gelişmeler oldu. Malumunuz ekonomimiz dinamik. Yayın gelirlerinde bir düşüş oldu, beIN SPORTS ile yapılan bir anlaşmadan sonra USD paydan yaklaşık %13’lük bir indirim oldu. TL’deki artış enflasyonun altında kaldı ve de 5.80 gibi bir kur tavanı geldi. Bugün baktığımızda 5.92 gibi bir dolar kuru görüyorum. Bu da demek oluyor ki yaklaşık 1 milyon dolarlık bir ödeme almanız gerekirken 5.92’den almanız gerektiği yerde 5.80’den alıyoruz. 500 bin TL üzerinde gelir elde eden sporcuların da gelir vergisi oranı kasım ayındaki yeni düzenlemeyle %15’ten %40’a çıktı. Buradaki uygulama %20’sini kulüpler tekibat yöntemiyle kesip ödeyecektir, % 20’sini de sporcular ödeyecek. Burada bazı yorumlar var; futbolcu da vergisini yüksek ödesin diye ama günün sonunda bu vergi kulübün maliyetidir. Siz yurt dışından bir oyuncu getirdiğiniz zaman sonuç itibariyle o futbolcu kendi cebine ne kadar para kalacağı ile ilgileniyor. Sizin buradaki vergi oranınız sizin pazarlığınızı bağlayan bir unsur olmuyor. Bu kısım önemli; faiz oranları: 31 Mayıs 2019’da TL libor %26,5 idi ve talimatta da normalde 1 Haziran’da limitler yayımlanacağı için en güncel faiz oranı 31 Mayıs geçerli olduğu için TL Libor+5 gibi bir oran var, faiz bütçelemesi yaparken. Federasyon ne yapıyor? Önümüzdeki senenin gelirini giderini 1 Haziran’da bütçeliyor. Faiz için de sizin borcunuz üzerinden hesaplamış oluyor. 31 Mayıs’ta 26,5 olan TL Libor, bugüne geldiğimizde 10,3 seviyesinde. Yani talimatın buradaki ekonomik gelişmelere de cevap verir, dinamik ve yaşayan bir sistem olması gerekiyor.
 
Başkanımız Ali Koç: Bu 5.80 işi çok önemli. Biz geçen seneden beri veya sezon başından beri 5.80’in üzerine çıkmasın diyoruz. Hali hazırda eksi %13 alıyoruz, bir de 5.80’in üzerine çıktığı zaman her gün kaybediyoruz. Biz derken kulüplerden bahsediyorum.
 
Başkanımız Ali Koç: Libor +5. 31,5 kullanılıyor. 6 ay geçmiş zaten fiili bir rakam var. Önümüzdeki 6 ay için tahmini yaparsan piyasa değerlerinden almak lazım. Her kulüp böyle düşünüyor, federasyonda böyle makul olmadığını düşünüyor. Ama ne hikmetse bir kamu bankası ısrar ediyor.  Burada Beşiktaş’ın haklı serzenişleri var, bizde destek veriyoruz ancak öyle bir kamuoyu baskısı yaratılıyor ki, diğer kulüpler ne diyeceğini bilemiyorlar.
 

ALİ KOÇ: FENERBAHÇE’NİN HARCAMA LİMİTİNİN ARTIRILMASI İÇİN BİR TALEBİ OLMADI
 
Başkanımız Ali Koç: Biz limitle ilgili açıklama yapmadık. Sistemle ilgili açıklama yaptık. Faiz konusu hiç konuşulmuyordu. 30, 40, 40-30. Bunu tamamen bize yazıyorlardı. Halbuki bizim böyle talebimiz olmadı. Tekrar söylüyorum federasyon başkanımızdan rica ediyorum. Bu çalıştayda da söylendi.  Lütfen çıkıp söyleyin, böyle bir talebimiz oldu mu yoksa olmadı mı? Olmadı çünkü. Bizim toplantımız olmamıştı. Kamuoyu baskısı, algı operasyonu... Belirli bir medya grubunun bunu mütemadiyen işlemesi. İki büyük takımımızın artık kim kimin kuyruğuna takılıyor onu da bilmiyorum. Ortaklaşa paralel hareket edip bir algı yaratıp federasyonumuzun da ne yazık ki, sosyal medya ve medyada çıkan bu haberlerden etkilenmesi pozitif veya negatif önemli değil. Etkilenmesi. Futbol federasyonun gerektiği zaman yumruğu masaya vuracak, yok 18 kulübün imza vermesi, vermemesi, federasyona ne ihtiyaç var? Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bu işle hiçbir alakası yoktur. 40’dan 30’a inmesiyle de alakası yoktur. Biz başından beri sistem, yapı yanlış diyoruz. Bu yapı çökecek diyoruz. Bu yapının çökmeyeceğini söyleyen varsa çıkalım tartışalım. Yakında eksi harcama limiti çıkacak. Biz -82’iyiz. Harcama limitinin üstünde olduğumuz için, harcama limitinin kendisi eksi çıkacak. Oraya geldiğimiz zaman bakarız mantığı ile olur mu? Limitlerin kimse nasıl hesaplandığını da bilmiyor. Çoğu spor medyası da bilmiyor. Sağ olsun birkaç arkadaş üzerine kafa yoruyor. Genel futbol değer zinciri, federasyon içinde bilmeyenler bile var yönetim kurulunda. Teknik. Burada 2+2 burada 4 etmiyor. Keşke öyle bir sistem olsa da tartışma olmasaydı. Müthiş subjektif yanları var. Bizim limitlerimizle nasıl oynandığını anlattığımı zaman göreceksiniz. Öyle bir noktaya geldik ki ne olursa olsun Fenerbahçe transfer yapmasın. Bunu nasıl kalıbına uydururuz, noktasındayız. Onun için Antalya’da dedim. 3 Temmuz'da haklı meşru şampiyonluğumuz alınmaya çalındı, şimdi de muhtemel şampiyonluğumuzun önüne geçmeye çalışılıyor. Onun için bunu söylemek zorunda kaldım.
 
SERDAR YILDIZ HESAPLAMA YÖNTEMLERİNİ ANLATTI
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: Hesaplamada iki yöntemimiz var. Birinci yöntem tamamen futbol maliyetine odaklı. Kulübün futbol maliyetinde gelirleri, giderleri hesaplamaya alınıyor. Gün sonunda takım için ne kadar para harcayabileceğimi bu kulübün, zarar etmeyecek şekilde kadar harcama yapabileceği ne kadar bütçesi olduğu ortaya çıkıyor.  İki konu önemli. Fait bütçesi yapılırken  %31.5 faiz oranı hesaplanıyor. Şirketiniz üzerinde kredileriniz var. Bunların bir kısmı, dernek için kullanılmış. Bir kısmı da futbol için. Hem SPK uygulamaları, hem de UEFA’nın kabul ettiği uygulamalar gereğince bizim mali tablolarımızda az önce açıklanan 28.5 milyon TL karımızın sadece futbol giderinin faiz gideri mali tablomuzda kalmıştı. Derneğe ilişkin faiz gideri ise derneğe yansıtılmıştı. Buradaki hesaplamada öyle ama anaparaya geldiğimiz zaman şirketin üzerindeki bütün kredilerin, bütün ana para ödemeleri, futbol faaliyetinden indiriliyor. Biz buna itiraz ettik. Kaynağı aynı olan iki hesaptan bahsediyoruz. Uygulaması farklı.
 
İkinci yöntemde konsolide borçluluğa bakılıyor. Özetle iki fren mekanizmamız var. Bunlar kulübü frenleyerek zarar etmesinin önüne geçmeyi amaçlıyor. Takım harcama limiti nasıl oluşuyor?  İki yöntemden ilk sene ortalaması alınıyor. Sonraki senelerde ise bu iki yöntemden düşük olanı yani ki frenden hangisi güçlü ise onu kabul ediyor olacaksınız.
 
Takım harcaması hesaplandıktan sonra federasyona şu konularda başvurabiliyorsunuz. Transferden kar ettim. UEFA gelirim var. Sermaye artışı gerçekleştirdim ve bunların 3’te birini de takım harcama limitinizi artırma yönünde kullanabiliyorsunuz.
 
Denk hesaba geçiş nasıl olmalıydı ve şu anki talimat bizi nasıl yönlendiriyor? Örneğin 1. Kulüp 100 lira harcıyor gelmesi gereken hedefi 40 lira. İkinci kulüp ise 46 lira harcıyor. Onun hedefi de 40 lira. Ekonomileri 40 lira harcamalarına müsaade ederken, birisi 100 diğeri 46 lira harcıyor. Bu kulüp 100 lira harcarken siz bu kulübe transfer yasağı getirseniz, içinde bulunduğu 3-4 yıllık kontratlar nedeniyle ancak 4 sene sonra kontratları sona eriyor. Tahmini örnekler söylüyorum. 1 sene sonra 70 -75 milyon TL, transfer yasağı geldiği durumda kulübün harcaması olacaktır demektir. 30 oyuncu 20’ye inecek. 1 sene sonra 45 milyon TL’ye gelebilir. Transfer yasağı devam ettiği sürece. Hiçbir oyuncu almadan 4 senede 1-2 oyuncusu kalır. Hiçbir oyuncu almadan transfer yasağı olduğu durumda. Hayatın akışına aykırı. Biz bu kulüpte 40’a gelmeyi hedefliyoruz. Talimat ne diyor. 40’ın %30 fazlasını yani 52 lira harcayabilirsin diyor.  Siz bu kulübe transfer yasağı uygulasanız 72 TL’ye inebiliyor. Belki 70-75 belki 65’tir. Transfer yasağı olduğunda bile bu kulüp 52 TL’ye gelemiyor. Tabi burada hiç anapara ödemesi yok. Siz diyorsunuz ki bir de senin anapara ödemen var. 52’de harcayamazsın. Belki 20, belki 30 harcayabilirsin. Kulüp 72 lirayı bugünden imza altına almış. Bir sene sonra 46 liraya inmen gerekiyor, diyorsun. Yüzde 15 limit aşımı müsaadesi var. Bizim önerdiğimiz sistem 100 liradan 80 liraya inmesi. Sonra 60 ve 40 liraya inmesi. Çünkü talimatın amacı 3 sene sonunda kulüpleri zarar eden yapılardan kurtarmaktır. 3 sene sonrasına doğru planlama yaparak kulüpleri getirmemiz gerekiyor. Diğer 46 lira harcayan kulübede 52 lira harcayabilirsin diyorsun. Bizim önerimiz ise 46 harcayan, 44’e sonra 42’ye, 40 gelsin. Kim ne kadar hedeften uzaksa 3 sene sonra hedefe böyle gelsin amacımız vardı.
 
Bu süreçte biz zaten 2 Eylül’de takım harcama limitleri açıklanmadan önce 2 sezondur yaptığımız maliyet tasarrufları ile 2 sezonda da transferi denk hesapta kapattık. Sattığımız kadar oyuncu aldık. (Başkanımız Ali Koç: Geçen sene 11 oyuncu kontratı bittiği için gitti. Genelde pahalı kontratlardı. ) Diğer taraftan 94 milyon Euro olan takım harcamaları 71 milyon Euro seviyesine kadar indi.
 
Başkanımız Ali Koç: Bu noktada Türkiye’de 2, 2,5, 3 milyon Euro, bir iki olur. Ödeme dönemleri geçti. Katar’dan önce son durak gibi görünüyorduk. 700-800 bine oynayan oyuncular burada, 3, 3.5 alıyordu. Leipzig‘te 300, 500, 1, 1,5 milyona oynayan oyuncular var. Artık Türkiye para kazanma durağı değil. Savaşa, şampiyonluk için mücadele eden büyük kulüplerde şampiyonluğun hazzı Avrupa’nın çok az kulübünde vardır. Onun için oyuncular buraya gelecek. Genç kendini burada parlatıp yurt dışına gitmek isteyen oyuncular buraya gelecek. Cezbetmemiz lazım. Yüzde 40 vergi oranları gelecekse inşallah gelmez. Çalıştay’da rica ettik. Gelecekse 3 sene sonra gelsin. Çünkü futbolcular net konuşuyor. Bu yük kulüplerin üzerine kalacak. Ki bu kadar sıkıntılı dönemde yüzde daha 20 daha yük almak, şu ana futbolcunun ödeme kültürü yok. Bu değişim. Almanya’da ödüyor ancak kulüpten alıyor. Tabii ki futbolcu ödeyecek. Onun ödeyeceği parayı sen ödüyorsun. Sonuçta sana mal oluyor. Avrupa’da kendisi ödüyor olabilir ama kulüple pazarlığı ona göre yapıyor. Vergi artırımında da bir geçiş dönemi olsun.
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız:  Diyoruz ki kulüpler tasarruf etsin. Zarar etmeyen yapılara kavuşsunlar. Maliyetlerini de indirsinler. Maliyetlerini indirmek için gönderdiğimiz oyuncular yüzde 15 vergi sistemiyle maliyetlerimizden çıkıyorlar. Yerine aldığımız oyuncular yüzde 40 vergi sistemiyle geliyor. Bir nevi maliyetimiz artıyor. Konuya bu taraftan da bakmak lazım.
 
Başkanımız Ali Koç: Artık 4, 5, 6, 7 milyona… O günler geçti. Bu bize ne yapacak? Öz kaynaktan oyuncu yetiştirmeye itecek. Bizim gençlerimizin hiçbir eksiği yok. Damarlarında Türk kanı akan Almanya’daki çocuklar bu kadar iyiyken Türkiye’dekiler neden bu kadar iyi olmasın? Çünkü bu imkanları sağlamıyoruz. Topyekûn değişim derken onu kastediyorum. Futbol turnuvaları ilkokullara inecek, havuz genişleyecek. Bunun için ne lazım? Mili Eğitim Bakanlığı, Spor Bakanlığı lazım. Sahalar gerekecek. Ne lazım? Çevre Bakanlığı lazım, belediye lazım, federasyon lazım, Spor Bakanlığı lazım. Bu iki yapılandırmayla, günü kurtarmayla olacak iş değil.
 
ALİ KOÇ: TFF REKABET AÇISINDAN KULÜPLERİN ÖNÜNÜ AÇABİLMELİ
 
Başkanımız Ali Koç: Gelelim esas konuya. Biz niye tahkime gidiyoruz? Biz niye rahatsızız? Futbol zapturapt altına alınmalı. Ama TFF rekabet açısından kulüplerin önünü açabilmeli. Mevcut bütçemi artırmadan hatta bir nebze eksilterek oyuncu alabiliyorsam bu imkan bana verilmeli. Şimdi biz yapılandırmayı yapamadık, bize bir limit çıktı. Bu limit diğer kulüplere göre düşük bir limit. Şampiyonlar Ligi olduğu için Galatasaray gelirde bizden bir nebze önde. Ondan sonra Fenerbahçe açık ara. Limitlere baktığınız zaman Fenerbahçe nasıl bu kadar düşük limit? Biz herkesten çok borç taşıyoruz ama herkesten çok da yüksek gelirlerimiz var. Ama anaparayı hesaba kattıkları için bankalarla yapılandırmayı yapamadığımız için demin anlattığım sebeplerden dolayı bizim limit düşük çıktı 2 Eylül’de. Ondan sonra bir süreç yaşadık, limit biraz arttı, biraz daha arttı, başvurduk, reddedildi. Geldiğimiz noktada bilhassa son yaptığımız başvurudan sonra biz anladık ki gözümüzün üstünde kaşımız var. 2+2 4 etmiyor. Bir sürü sübjektif konular var. Fenerbahçe’ye bu imkanlar verilmek istenseydi yeterince done ve argümanlar oradaydı. Bilhassa uluslararası finansal standartlara göre.
 
Baştan aşağı Türk futbolunun yapısını etkileyen bir konuyu konuşurken yeterince mesai harcanmadığı için ilk defa anlatıldığı zaman çok kafa karıştırıyor. Bunun doğru anlatılmasından ve anlaşılmasından sizler de sorumlusunuz. Sokaktaki anlamıyor.
 

ALİ KOÇ: TRANSFER YAPABİLMEK İÇİN TAHKİM KURULU’NDAN ÇIKACAK KARARI BEKLİYORUZ
 
Başkanımız Ali Koç: Fenerbahçe taraftarının bilmek istediği bir şey var. Biz niye transfer yapamıyoruz? Tahkimin yarın toplanmasını ümit ediyorduk, perşembeye bırakıldı. Burada bir zamanlama sıkıntısı da var. 10 Aralık Cuma günü başvuruyu yaptık, karar çıkmadı. Transfer penceresinden 10 gün geçti, haftaya bakacağız dediler. Acele edin hafta içi bakın.  17’sinde baktılar, bir karar çıkardılar. Biz tahkime başvuracağız; ayın 23’ü. Oradan karar çıkar mı bilmiyorum. Hadi karar çıktı, bir daha Lisans Kurulu’na gidin dedi; 25’i. Benim hiç manevra alanım kalmadı. Canlı süreç demiştim ya. Hani oyun oynanırken kurallar değişir mi diye ifade ediliyor ya. Bazı medya da buna çanak tutuyor. Ama zaten devamlı değişiyor. Bu canlı bir organizma. Devamlı sponsor geliyor, oyuncu satıyorsun, maliyet düşürüyorsun vs. Devamlı yaşayan bir mekanizma.
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: 2 Eylül’de tarihinde 206 milyon TL bize tebliğ edildi. Daha sonra 28 Kasım’da transfer karımız 36 milyon TL’nin üçte biri limiti ilave edildi, 218 milyon TL’ye geldi.
 
Başkanımız Ali Koç: Yani yazdan yaptığımız transfer hareketlerinden artı 36 milyon TL gelirimiz vardı. Talimatname gereği gelirin 3’te 1’i alınıyor. Dolayısıyla 36’nın 12’si alındı, 206’ya eklendi.
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: Daha sonra bireysel yaptığımız anlaşmaları, bazı itirazlarımızı kurula sunduk. Bu itirazlar sonunda 224 milyon TL’ye geldi limitimiz. En son yaptığımız başvurudan sonra da 257 milyon TL’ye geldi.
 
Başkanımız Ali Koç: 224 ile 257’nin arası çok çok önemli. Sonra başvuru yaptık ve dedik ki, ‘Bankalarla yapılandırma yapamadık, münferiden bankalara gidip yapılandırma yaptık, hesabımız budur.’ 2 haftalık süreçte hesapladılar, Cuma günü 11’de bizi 257 rakamını tebliğ ettiler. Dedik ki, ‘Başvurunun birini kabul etse rakam farklı olacak, ikisini kabul etse farklı olacak. İkisini kabul etmediği aşikar. Ama bu rakamda hesaplama hatası var.’ Çünkü biz 224’ün üzerine yeni yaptığımız başvuruların yapacağı artı etkiyi hesaplıyoruz. Meğer kısmen kabul etmişler ama 224’te aldığım hakkı düşürmüşler.
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: Bizim beklentimiz 333 milyon TL’ye gelmesi gerekirken 257 milyon TL olarak gerçekleşti. 257’ye gelmesinin hiçbir önemi yok. Çünkü 206’dayken de 5 tane oyuncunuzu gönderseniz yerine kimseyi alamıyorsunuz, 257’yken de aynı. Biz 13 Aralık tarihinde başvuruda bulunduk. Başvuruda, ‘futbolun hesabı yapılırken derneğin kredilerini, anapara ödemelerini buraya koymamanız lazım’ dedik. Daha sonra finans kurumlarıyla yapılan kedi kullanımları, yurt dışından bir finans kurumundan sağladığımız kaynağı ve başka bir finans kurumundaki biriken faizlerin kurum tarafından finanse edilmesi. Burası önemli. Burada 13 Aralık tarihindeki başvurumuzda biriken faizi bu kurum bize bir finansman kaynağı sağlayarak aslında bir nevi anaparaya ilave etti. Biz başvurularımızı yaptık, sonuç olarak karşımıza ne çıktı? Tüm finansman işlemleri, bir kere takım harcama limiti hesaplamasında dikkate alındı. Bizim sağladığımız finansmanlar kabul edildi aslında. Daha sonra yapılandırmaya girmediğimiz için 2 Eylül tarihinde yapmış oldukları yorumda Fenerbahçe de yapılandırmaya girer, o yüzden yapılandırma kapsamına girecek anapara ödemelerini sistemden çıkaralım demişti federasyon. Şimdi 13 Aralık tarihinde yapılandırmaya girmediğimiz için bu anaparalar da ilave edildi. Daha sonra sadece futbol için değil tüm anapara ödemelerinin takım harcama limitinde hesaplanması gerektiği konusunda karar aldı Kulüp Lisans Kurulu ve bizim 108 milyon TL artarak 326’ya gelmesini beklediğimiz takım harcama limiti 224 milyon TL’ye geldi. 6 milyon TL’lik artış olmuş oldu. 8 Ocak tarihinde tekrar başvuru yaptık. 13 Aralık’tan 8 Ocak’a kadar yaptığımız bireysel anlaşmaları tek tek sunduk. Burada ne vardı? Bir finans kurumu nezdinde anapara ve faizleri yapılandırdık. Burada önemli olan anaparalar neden hesaplamadan düşüyor? Çünkü kulübün kendi gelirlerinden anapara ödemesi yapmak durumundaysa takım harcama limitini de sınırlandırıyorsunuz ki bu ödemeleri yapabilsin. Biz de diyoruz ki, ‘biz ilave finansman sağlıyoruz ve bu anapara ödemelerini dış kaynakla yapıyoruz. Bir kulüp öteliyor, biz de başka kaynakla ödüyoruz. İkisinin finansal anlamda herhangi bir farkı yoktur. Şimdi bir finansman kurumu nezdinde hem anaparaları hem faizleri yapılandırdık.
 
Başkanımız Ali Koç: Şimdi iki tane başvuru var. Biri hiç kabul edilmedi, diğerinin de anaparası yani 16 milyon Euro’luk kısmı kabul edildi. 4.6 milyon Euro’luk kısmı kabule dilmedi. Faiz kısmı.
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: Şöyle bir ayrım var. Bir önceki başvurumuzda da aslında faizi kurum finanse etmişti. Siz bir yerden kredi kullanmışsınız da faiz ödemişsiniz ya da kurum size bir faizin ötelenmesine imkan tanımış, günün sonunda finansalları açısından hiçbir fark yok. Ama faizler kabule dilmedi. Diğer kuruma gelince, bu kurumda bizim birikmiş faizlerimiz vardı, bunları anaparaya ilave ettik. Bir önceki başvurudaki işlemin birebir aynısı. Anaparaya ilave ederek kulübün nakit akışında ilave fon sağlamış olduk. Bu başvuru sonucu ne geldi? İlk maddede sadece anapara yapılandırması kabul oldu. Faizi de anlaşmasam kendi kaynaklarımdan ödemekle yükümlüyüm. İlk maddedeki faiz yapılandırması reddedildi, ikinci maddede bütün finansman işlemleri reddedildi. Biz ikinci kurumda hem mevcut faizleri anaparaya ilave ettik hem de mart ayında vadesi gelecek faizlerin yapılandırmasının mutabakatını sağladık. İki başvuru da kabul edilmedi. Netice olarak birebir aynısı bir önceki başvuruda kabul edilmişti. Anapara kabul edilirken 16 milyon Euro’luk bir iyileşme bekliyorduk. Gördüğümüzde bütçelenen faiz gideri üzerinden bir revize yapılıp orada da 39 milyon TL’lik aleyhte hesaplama yapılmış.
 
Başkanımız Ali Koç: Verilen hak geri alınmış. 224’ün üzerine bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama 224’te verilen belli bir miktar geri alınıyor.
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: Biz bunun bir kredi kullanımı olduğu raporumuzu hazırladık ve bağımsız denetim şirketi de bunu onayladı. Aynı zamanda bütün dünya üzerinde geçerli olan, UEFA’nın da kabul ettiği muhasebe ve raporlama standartları, aynı zamanda Türkiye’de de Türkiye Finansal Raporlama Standartları olarak çevrilmiş hali bizde de uygulanmakta. UFRS’nin 9. madde gereği bunun ilave bir finansman olduğunu beyan ettik.
 
ALİ KOÇ: FENERBAHÇE’NİN ŞU KALAN GÜNLERDE TRANSFER YAPMASINA İMKAN SAĞLAYACAK DONELER, ARGÜMANLAR MEVCUT
 
Başkanımız Ali Koç: Gerekçe verilmiyor bize. Sorduğunuz zaman gerekçe verilmiyor. Lisans Kurulu’ndaki arkadaşların işi de zor. Onlar da talimatnamedeki hataları biliyorlar ama mevcut nasılsa öyle yorumlamak durumundalar. 2+2 4 değil. Bizim oradan aldığımız hissiyat, üzülerek ve anlam vermekte güçlük çektiğimiz, biraz derinine bakarsak anlam vereceğimiz ama bir şekilde Fenerbahçe’nin bu transfer penceresinde transfer yapılması istenmiyor. Şu halde bile istenmiyor. Mevcut bütçem artmayacak hatta azalacak, birkaç oyuncuyu elden çıkaracağım, 1 veya 2 oyuncu alacağım ama net maliyet düşecek. Buna da imkan vermiyor.
 
Lisans Kurulu’nun içinde istemeyen kim bilmiyorum ama bizim anlamakta güçlük çektiğimiz, bardağı dolu görmek istediğin, yapıcı olmak istediğin takdirde –demin ne dedik, TFF cezalandırmak için değil ve futbol zapturapt altına alınmalı- ben bu imkanları sağlayarak münferiden yaptığım anlaşmalar çerçevesinde bizim şampiyon olduğumuz takdirde gelirimiz artacağı için borçları ödeme ihtimalimiz de artacak. Bankacı mantığıyla baktığınız zaman bu şekilde yorumlanıyor. Arzu edilseydi Fenerbahçe’nin şu kalan günlerde transfer yapmasına imkan sağlayacak doneler, argümanlar mevcut. Bu durumda 2+2 4 etmiyor. İmkan verilmemesine de anlam veremiyoruz.
 
Argümanımız böyle. İsim falan da vermiyoruz. O insanların da işleri güçleri var. Normal hayatlarında futbolla alakası olmayan insanlar. Belki de haksız yere kamuoyu baskısı altında tutuluyor. Ama burada bir gerçek var ki söz konusu Fenerbahçe’yken olumlu veriler olumsuz veriler kadar değerli ele alınmıyor.
 
Dikkat edin bizimle ilgili federasyondan sızan konular hep olumsuz yönde. Bir kere neden federasyondan bir şey sızıyor? Neden benim harcama limitim birkaç gazeteciye veriliyor? Ya da neden ben oradayken x medya kurumuna haber veriliyor, biz çıkarken canlı yayın aracı orada oluyor? Sanki biz gizli bir şey yapıyormuşuz gibi. Bunların derinini açabiliriz. Burada doğru olmayan bir süreç var. Süreç olarak söylüyorum, hesaplama olarak değil, söz konusu Fenerbahçe’yse.
 
Vedat konusunu ele alalım, sanki ilk defa oluyormuş gibi. Söz konusu Fenerbahçe olunca birden bire üzerine çökülüyor.
 
ALİ KOÇ: VEDAT’IN YAPTIĞI HAREKET İKİNCİ SARI KARTI GEREKTİRECEK BİR HAREKET DEĞİLDİ
 
Bunun önüne geçmenin yolu var mı? Var. Kuralları değiştireceksin. Ayrıca bana sorarsan, o kırmızı kartı gerektirecek hareket değil. Tık, dokunuyor, top bir iki metre öteye gidiyor. Formasını çıkarabilirdi, bir şey yapardı. Bir oyuncu alıyoruz bilmem kaç maç oynamamış deniyor. Diğer kulüplerin aldığı oyunculara bakın kaç maç oynamamışlar veya son 1 senede kaç maç oynamışlar. Onu demek istiyorum. Ülkemizde başkalarının gözünden konulara bakabilsek çok farklı olur.
 

 ALİ KOÇ: ANTALYA'DA SÖYLEDİKLERİMİN ARKASINDAYIM
 
Fenerbahçe taraftarına sesleniyorum. Antalya’da söylediklerimi arkasındayım. Ümit ediyordum ki bu süreçte çok daha olumlu yaklaşılır, bize manevra alanı verilir. Korktuklarımız başımıza geldi. Tekrar ediyorum: Kim ne derse desin beni ikna edemezsiniz ki şu konuda, bu sürecin ele alınış şekli, -en azından Fenerbahçe’yle ilgili kısmı söylüyorum- Fenerbahçe’nin daha sağlıklı rekabet edebilmesi için bir engel. Ben çok daha iyi rekabet edebilirim maliyetlerimi düşürerek. Bu sistem bana maliyetlerimi düşürme imkanı vermiyor. Çünkü alamayacağım için satmaktan korkuyorum.
 
ALİ KOÇ: BU SİSTEM FENERBAHÇE’NİN DAHA SAĞLIKLI REKABET EDEBİLMESİ İÇİN BİR ENGEL
 
Biz milyonlara hitap ediyoruz, milyonlara hesap veriyoruz. Demezler mi ‘bir sol bek alamıyor, onu elden çıkarıyor, bunu elden çıkarıyor.’ Halbuki çok rahat elden çıkarabileceğim oyuncular var. Ama ihtiyacımız olan yer de var. Bu imkanı sana sağlamıyor. 150 milyon TL almadık ve buraya kadar geldik. Kendi imkanlarımızla. Geçen haftada aralığı ödedik, 25 Ocak’ta ocak ödemesi gelecek. Belki onu da çıkaracağız ama sonra elimiz kolumuz bağlı.
 
ALİ KOÇ: BURAYA KADAR KENDİ İMKANLARIMIZLA GELDİK
 
Buraya kadar kendi imkanlarımızla geldik. Nasıl kendi stadımızı, salonumuzu yaptık. Fenerbahçe buraya kendi imkanlarıyla geldi ve mağdur ediliyoruz. Fenerbahçe Spor Kulübü, camiası buraya kadar kendi imkanlarıyla geldi.
 
Biz bankalarla yapılandırma yapmak zorundayız. Yanlış anlamayın. Bunları söylerken tuzumuz kuru bir durumumuz yok. Fenerbahçe olarak biz de bittik. Bu yapılandırmayı yapmak zorundayız. Ama inşallah bu şartlar değişir. Bu şartlar iyi niyetle bunu yapmak isteyen insanlara da zarar verecek. Şartlar çok ağır, normal değil.
 
ALİ KOÇ: ŞAMPİYON OLURSAK YENİDEN YAPILANDIRMA YAPARAK AVRUPA’YA GİDEBİLİRİZ
 
(Fenerbahçe Avrupa’ya gidebilecek mi?) Yeniden yapılandırmayı yapabilirsek evet. UEFA, ‘Lisans talimatnamesini yapın, yeniden yapılandırmayı yapın o zaman olumlu bakacağım’ diyor. Çünkü bir yol haritası çiziyorsun. Bizde şu an eksik kalan kısım yapılandırmanın yapılmamış olması. Yapılandırmanın neden yapılamayacağını demin söyledim. Yapılacaksa da bu şartlarda ben buna Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı ve yönetim kurulu olarak kendim karar verecek yetkide değilim. Hangi konulardan dolayı yönetim olarak biz buna karar veremeyiz anlatamıyorum. Fenerbahçe Spor Kulübü başkanı ve yönetimi olarak buradaki şartlara ve temerrütten olabileceklere ben bana ve arkadaşlarıma verilen yetkiler çerçevesinde bizde bu yetkilerin olmadığını söylüyorum.
 
Bakın bu bugünü kurtarıyor, kimse yarın ne olacağını konuşmuyor. Bilenler bu işin ne olacağını ifade etmiyor. Bugünü bir geçirelim, yarına bakarız. Onlar yapıyorsa siz de yapın. Ne farkı var? Diyebilirsiniz. Demin ifade ettiğim sebeplerden, bizim taşıdığımız stokun çok daha fazla olmasından… Bizim gelirlerimizin yüzde 80’i zaten bize gelmiyor. Biz bu şartlarda bu gemiyi buraya kadar getirdik.
 
Bugün anlattıklarımız insanların kafalarını çok karıştırdı ama söylemek istediğimiz: 1- Türk futbolu yenden yapılandırılmak zorunda. Sadece mali açıdan değil. Bunun için devletimiz inisiyatif kullandı ve yeniden yapılandırma çıkardı. TFF UEFA’ya söz verdi, taahhütte bulundu; ben kendi FFP’mi uygulayacağım. FFP’nin çalışması için yeniden yapılandırma şart ama 2-3 sene sonra birbirini tamamlamıyor, bunların tencere kapak gibi olması lazım. Fenerbahçe Spor Kulübü özelinde de yeniden yapılandırma, talimatname sürdürülebilir değil. Orta ve uzun vadeli kalıcı çözüm değil. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak da biz yeniden yapılandırmayı bu şartlarda yapamadık ama yapmak durumundayız iki sebeple; bir nakit akışı, iki UEFA’ya verilen sözler sebebiyle. İnşallah Cumhurbaşkanımıza Kulüpler Birliği olarak son yaptığımız temasla gözden geçirilebilir, kalıcı çözüm getirilebilir ama bugünü konuşuyorsak transfer penceresi açısından baktığımız zaman bize göre çok rahat kabul edilebilecek, kendi imkanlarımızla, kendi inisiyatifimizle değişik bankalarla yaptığımız münferit yapılandırmaları, bizim eksi limitimizi, artıya hatta artı olmasa da başa baş bir seviyeye getirebilecek imkanlar varken bizim önümüz kapatıldı. Ve biz şu an haliyle 20 Eylül’ü 21 Eylül’e bağlayan gece Fenerbahçe Spor Kulübü’nü elden oyuncu çıkarsa dahi, 3-5 milyon Euroya oyuncu satsa dahi (bonservis olarak söylüyorum. Elden çıkarınca maliyet indirimi var) bunu transfer yapmasına imkan sağlamayacak. Halbuki biz diyoruz ki, ‘bize bu imkanı verin.’ Yaptığımız inisiyatifler, girişimler zaten bunu hak ediyor. Hatta diyoruz ki, ‘bizim bütçemiz artmayacak, düşecek.’ Yaptığımız planlama çerçevesinde.
 
ALİ KOÇ: LİMİTLER ARTIYA GEÇMEDEN TRANSFER YAPAMIYORUZ
 
Başkanımız Ali Koç: Şu anda transfer yapma şansım yok. Tahkimden olumlu dönerse hangi limitte? 50-55 milyonluk bir açılım olursa 2 tane transfer rahat yapabilirim ama zaten benim UEFA’dan sınırlamam var.  En fazla kiralama yapabiliriz. Oyuncu göndersek de bonservis ile gönderirsen UEFA’dan açılım var. Bir satış gerçekleşmesi gerekiyor. Veya maliyetleri indirecek bir operasyon yapılır ama benim bildiğim bir şey var. Planladığımızla bırakma ve yeni alma yani kadrodan çıkarma ve yeni almaya baktığımız zaman biz, net baktığın zaman maliyetlerimizde düşüş olacak. Siz, bize bu imkanı verirseniz biz har vurup harman savurmayacağız. Zaten düşmek zorundayız, düşecek de. Ama bu imkan bize sağlanmıyor. B planımız yok. Oyuncumuz gitse de fark etmiyor. Tekrarlıyorum; bu limitler artıya geçmeden biz transfer yapamıyoruz. Oyuncu çıksa da, şu an ne kadar eksideyiz? Eksi 40 milyondayız. 40 milyon demek, aşağı yukarı 6-6.50 milyon Euro demek. 6-6,5 milyon Euro demek yarın sezonda yıllık 13 milyon Euroluk oyuncu elden çıkarma imkanım şu anda yok. 3-4 milyon Euroluk çıkarma imkanım var mı? Evet, var. 6,5 milyon Euro dediğin zaman yarı sezon, unutmayın. Full sezonda 13 milyon demek. Dolayısıyla bu limitlerle ilgili bize esneklik sağlanmadığı taktirde transfer açısından söylediğimiz zaman bizim B planımız yok.
 
SERDAR YILDIZ: SADECE FENERBAHÇE’YE DEĞİL, BÜTÜN KULÜPLERE SERBESTLİK TANINABİLİRDİ
 
Mali İşler Direktörümüz Serdar Yıldız: Bir ekleme yapmak istiyorum. Federasyon şunu diyebilirdi; biz bu limitleri geç yayımladım(2 Eylül 2019). O yüzden limiti aşan kulüpler, zaten limit aşma diye bir mevzu söz konusu olamaz böyle bir uygulamada. Çünkü önden kontrol ediyorsunuz. Hiçbir zaman La Liga’da şu kulüp limiti aşmıştır diye bir şey duyamazsınız, çünkü limit aşılmadan kontrol altına alınmıştır. Federasyon da diyebilirdi ki, ‘biz bunu geç yayınladık, o zaman sadece Fenerbahçe için değil, bütün kulüpler için maliyetlerini artırmayacak şekilde alım satımlarına müsaade ederiz. Ancak ne zaman oyuncu gönderirsin, maliyetlerin düşer, yerine yeni oyuncu ancak alabilirsin.’ Bunu diğer kulüplere de,  Fenerbahçe’ye de hiçbir aksiyon almasak da bu serbestliği vermesi lazımdı. Aksi taktirde bizim manevra kabiliyetimiz kalmadığı gibi maliyet tasarrufuna da gidemiyoruz. Bugün yüksek maliyetli bir oyuncumuza bir teklif geldiği zaman biz yerine daha düşük maliyetli oyuncu alamıyorsak onu da gönderemiyoruz. O yüzden bu serbestlik sadece Fenerbahçe’ye değil, bütün kulüplere tanınabilirdi.
 
Ersin Düzen’in ‘Falette’in şu anda oynama şansı yok’ şeklindeki sözüne cevaben Başkanımız Ali Koç, ‘Doğrudur.’  dedi.
 
Başkanımız Ali Koç: Fenerbahçe’nin transfere imkanı var ama izni yok. Rodríguez ilgilendiğimiz, hocamızın arzu ettiği bir isim ama yok. Falette’in maliyetlerinin mevcut tabloya zararı yok. Elden çıkaracaklarımıza baktığınız zaman çok rahat ama Türkiye için utanç verici bir durum.  Bizim tasarruf etmeye, kadro yükünü azaltmaya teşvik edeceklerine elimizi kolumuzu bağladılar. Gidebilecek oyuncuları da belirledik. Şu an isim veremem. Biz, hiçbir şey bitmeden açıklamıyoruz, alırken de verirken de. Bir iki futbolcu var, bağımsız olarak Fenerbahçe’nin çıkarı için de onun çıkarı için de bir hava değişikliğine ihtiyacı olan durumlar var. Bir de fırsat transferi diyelim.
 
Şu an bizim makul olan oranların üstünde oyuncumuz yok. Geçen sene çok oyuncumuz vardı: 3.4, 3.7, 3.6 alan artık öyle yok.
 
ALİ KOÇ: 3 TEMMUZ’DA YAPILAN ALDIĞIMIZ ŞAMPİYONLUĞU ENGELLEMEKTİ, ŞİMDİ MUHTEMEL ŞAMPİYONLUĞUMUZU ENGELLEMEK

(Transfer yapmasanız Fenerbahçe şampiyon olamaz mı? sorusu üzerine) Olur. Tabii başka ne engellerle karşılaşacağız yolda göreceğiz.  Geçen hafta söyledim, yine söylüyorum. 3 Temmuz’da yapılan aldığımız şampiyonluğu engellemekti, şimdi muhtemel şampiyonluğumuzu engellemek, saha içi ya da saha dışı, ne dersen de. Beni iyi dinleyin; geçen hafta konuştuğum zaman ben böyle bir tepki beklemiyordum. Sadece Fenerbahçelilerden değil, garip şeyler oldu, benim açıklamalarımdan sonra. Sokakta, sosyal medyada, gelen maillerde, YouTube’larda… Dışarıda başka bir şey var. İnsan her şeyin farkında, dile getirmiyormuş.
 
ALİ KOÇ: GEÇEN SENE HİÇBİR MAZERET ÜRETMEDİK
 
İlk defa bunları söylüyorum. Bizim için artık büyük resim bitmiştir, Fenerbahçe’nin çıkarları önemlidir, dedim. Tabi ki Fenerbahçe’nin çıkarları her zaman önemli ama ben medeni ilişkiler çerçevesinde bir masanın etrafında bizlerin toplanabileceği ortamı, olmazsa olmaz olduğunu hem çıkarlarımız hem sorunlarımız açısından. Geçen sene tarihimizin en garip sezonunu yaşadık. En kötü demiyorum bitiş şekliyle sıralama olarak çok daha kötülerini yaşadık. Her anlamda en garip, her anlamda yorucu, sıkıcı, üzücü, sezonu yaşadık. Ve biz bire kere çıktık ligin ikinci yarısı 4. Hafta. 3 maçta üst üste yaşadıklarımızdan sonra şikâyette bulunduk. Onun için geldiğinizden beri deme. Şimdi diyorsan haklısın. Geçen sene hiçbir mazeret üretmedik. Hata varsa bizdedir, yanlışlar yaptık. Fazla değişimi aynı anda yaptık. Ama hiç kimseye bundan dolayı demedik.
 
Ben Fenerbahçe taraftarından bilmem ne kulübü başkanı ile yan yana geldim diye ne korkar ne çekinirim. O resime de bir açıklık getireyim bugüne kadar hiç konuşmadım. Çok spekülasyon yapıldı. Öncelikle bakanlığımıza teşekkür ederim. Onların bir yaratıcı çalışması, spontane olan bir olay, gerginliği gidermek için kardeşçe öne çıkarmak için yapılmış bir şey. Maç bitti. Bir evvelki sezona göre çok daha makul, sıkıntısız, problemsiz. Daha evvelinde hayvanlar aleminden benzetmeler olduğu için gerginlik ortamı. Ben hayvanları çok severim. Evde de bir sürü hayvanımız var. Biz oturuyorduk bir çocuk geldi. Hep kız çocuğu dediler, erkek çocuğu. Galatasaray formalı. Ben bayinizin oğluyum dedi. Sizinle resim çekinebilir miyiz? dedi. Baban nerede dedim. İçeri almadılar dedi. Peki gel otur kucağıma ver telefonu selfieyi çektik. Başkanla çekecen mi? Çekeceğim zaten dedi. Getir sen ben çekiyim dedim. Yanına oturdu. Aynalar vardı. Dolayısıyla çekenlerde, çekinenlerde görünüyordu. Resimi çektik. Telefonu kardeşimize verdik. Gitti. Sonra dışarı çıkıp babasıyla da resim çektim. Bu kadar basit. 2 gün sonra spor bakanlığının  da fotoğrafçısı varmış. O da bu saniyeyi çekmiş. Güzel mesaj olarak vermiş bende son derece makul karşıladım. Sonra nereden nereye getirildi. Bugün olsa 10 kere daha çektiririm. Söylendiği gibi çocuk geçiyormuş da ben çocuğu yakalamışım benle fotoğraf çektir gibi birşey yok.
  
(Çalıştay’da Mustafa Cengiz’le selamlaşıp, konuşabildiniz mi?) İlk gün onlar ana açılıştan sonra ayrıldılar. Klasik açıklamalarını yaptı. Ayrıldılar, ertesi gün Cumhurbaşkanlığına gideceğiz dendiği için döndü. Cumhurbaşkanımıza gitmeden önce Kulüpler Birliği olarak aramızda toplantı yaptığımızda benzer görüşleri ifade ettik. Medeni şekilde futbolun çıkarları çerçevesinde neler. Oraya gittiğimiz zaman 10 tane şey söylenmez. Hangi konuları önceliklendirelim diye toplantı yaptığımız zaman gayet makul bir ortamdı ama öpüşüp koklaştınız mı diyorsanız, hayır. Öyle bir imkan olmadı zaten Çalıştay’da ayrı ayrı odalardaydık. Onu anlatmaya çalışıyorum.  Sorunlarımız aynı çıkarlarımız aynı. Böyle şeylerde aklın yolu birdir. Tribünlere oynarsak o zaman iş çok daha farklı yerlere gider. Mümkün olduğu kadar o işten uzak durmaya çalışıyorum.
 
Cumhurbaşkanımızı ziyaretimiz de enteresandı. Oraya da biraz değineyim. Cumhurbaşkanımız konulara çok hakim. Seviyor da. Futbolu olan merakını biliyoruz. Göksel Başkan’ın altyapılarla ilgili, oyuncu yetiştirmekle ilgili güzel fikirleri vardı. Milli takımlara ne kadar çok oyuncu verirsen teşvik olması gerektiğini. Sadece A Milli Takım değil; tüm milli takımlardan bahsediyorum. Güzel konulardı. Ama özü, öz kaynaktan futbolcu yetiştirmekti. Orada da yabancı futbolcu sayısı gündeme geldi. Nihat Bey tarafından düzenlemeye gidilmesiyle ilgili. Cumhurbaşkanımız da ‘Bizi bu işe bulaştırmayın. Oturun aranızda ortak noktayı bulun. Siyaseti karıştırmayın’ dedi. Bu spesifik konuyla ilgili. Diğer taraftan Cumhurbaşkanı’na ifade ettiğim bir gerçek var ki biz de devletten bu kadar talepkar olmayı istemiyoruz. Ama geldiğimiz noktada o veya şu sebeplerle sektöre devletin eli değmeden bu girdaptan çıkmak mümkün olmadı. Bunun için de somut yol haritaları, fikirler üzerine konuştuk. Konuya çok hakim ve sağduyulu. Diğer taraftan siyasetin futbola karışmasını istemiyor. Futbol mu siyasete karışıyor, siyaset mi futbola karışıyor? Bunun üzerine de program yapabiliriz. Cumhurbaşkanımızın da bu konuda duruşu net. Ama tekrar ediyorum ki hem Cumhurbaşkanımızı hem hükümetimizi hem de muhalefet partilerinin desteğine ciddi ihtiyacımız var. Bugünkü sorunları iki üç sene içerisinde giderebilmek için. Bunun siyaset ve partiler üzerinde bir konu olarak ele alınması lazım.
 
Başkanımız Ali Koç: Hiçbir şey sonuçlanmadan kapanmaz. Moses, yaklaşık 3-4 haftadır Chelsea’de tedavi görüyor. Chelsea’nin bir uygulaması var. Kiralık yolladığı oyuncuları kendi tedavi ediyor. Geçmişte birkaç oyuncusu yanlış tedaviden dolayı sorun olmuş. Oyuncularının üzerine böyle eğiliyorlar. Moses gitmedi ama gidebilir.
 

BAŞKAN ALİ KOÇ: TRANSFER YAPSAK DA YAPMASAK DA OMUZ OMUZA ŞAMPİYONLUĞA YÜRÜYECEĞİZ
 
Başkanımız Ali Koç: Bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Bugün biraz talimatname üzerine konuştuk. Çok önemli. Taraftarımıza teşekkür ediyorum. Onlar silkelendiler. Neyin ne olduğunun farkına varmış vaziyetteler. Bizlerin nelerle mücadele ettiğinin farkına varmış vaziyetteler. Omuz omuza şampiyonluğa yürüyoruz. Transfer yapsak da yapmasak da yürüyeceğiz. Cımbız gibi sözleri alırlar. ‘Ali Koç: Şampiyon olamayacağız, transfer yapamayacağız dedi’ diye başlıklar atarlar. Taraftarın bilmesi gereken bir şey var. Ne yazık ki medya eskisi gibi değil. Fenerbahçe özelinde baktığımız zaman belli medya mensupları ya da mecraları açık, net ve sarih bir şekilde Fenerbahçe’ye karşı cephe almış vaziyetteler. Bunu net olarak söylüyorum. Evirmeden çevirmeden net söylüyorum. Bunu medyacılık açısından yapsalar hiç problem değil. Ama rekabeti engellemek açısından veya rekabeti bir şekilde etki etmek açısından yapıldığı için üzülüyorum. Biz transfer yapalım yapmayalım fark etmez. Bu sene şampiyon olmak için her şeyi yapacağız. Oyuncularımız sonuna kadar mücadele ediyorlar. Her şeylerini veriyorlar. Müthiş karakterli, pozitif, birbirine bağlı oyuncularımız var. Orada fazla olur, burada az olur. Bir kısmı eksik bir kısmı fazla olur. Net olarak baktığımız zaman geçen seneden çok farklı bir hava var. Öyle ya da böyle bu işi sonuna kadar kovalayacağız. Kim ne derse desin. Bunu yapabilmemiz için de en önemli silahımız taraftarımız. Geçen sene en kötü sezonumuzda en yüksek seyirci ortalamasıyla oynadık. Bazı statlara bakın ki Türkiye’de bütün ligin averajının 14 bin 500 olduğu söyleniyor. Bu da adreslenmesi gereken bir sorun. Ama en kötü senemizde bir maç olsun bizi yalnız bırakmadılar. Çok mahcubuz. Bugün onlara çok borçluyuz. Tekrar ediyorum,  ancak ve ancak onlar varsa bu saldırıları, engelleri göğüsleyebiliriz. Sadece lisans ve talimatnameden bahsetmiyorum. Yaşadıklarımıza topyekun baktığımız zaman bizle ilgili yapılan haberlere, Zorlu diye tutturdular, Antalya’da da söylediğim gibi Zorlu için bu kadar reklam yapacağımı bilseydim başka yere giderdim. Verdiğiniz vakit için teşekkür ederiz. Son dakikada burayı açtığınız için de teşekkür ederiz. Şunu söylemek istiyorum, öyle ya da böyle bu işi sonuna kadar kovalayacağız. İnşallah da şampiyon olacağız. Sol bek alsak da almasak da. Sayenizde aktardığım ve bize ciddi kısıtlamalara neden olan bu tutum, talimatname vs. önümüzde engel ama dünyanın sonu değil. Bu kadro bu haliyle de şampiyon olabilecek bir kadro. Yeter ki herkes oyuncuların inandığı gibi, bizlerin inandığı gibi kenetlensin, birbirine inansın. Ben bu ruhu görüyorum. Rize’de de Antep’te de gördüm. Zaten kendi stadımızda haydi haydi görüyorum. 6 haftaya baktığımızda en zor fikstür bizde. Ama ondan sonraki haftalara baktığımızda da nispeten en kolay fikstür bizde. Şampiyon adayları arasındaki fikstürden bahsediyorum. Bu 6 haftayı minimum hasarla atlatıp bu yolculuğa adım adım gideceğiz. Sakın, ümitsizliğe kapılmayın. Umut her şeyin yakıtıdır. Biz bu sene çok farklı bitireceğiz. Bunu hep beraber yapacağız. Taraftarlarımıza bir kere daha teşekkür ediyorum. Uyanık olmaya devam edin. Satır aralarını iyi okuyun. Kenetlenin, ıvır zıvır konulara kafayı takmayın. TRT Spor’a, müdürünüze, size kanalınızı bize açtığınız için çok teşekkür ediyorum.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner42

banner43