Vakt-i Fener lansmanı gerçekleştirildi

Lansmana Başkanımız Ali Y. Koç, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Simla Türker Bayazıt ve Can Gebetaş, Vakt-i Fener eserinin sanatçısı Burak Karavit, Fenerbahçe USA Derneği Başkanı Fatih Akarsu, Proje Koordinatörümüz Tuana Yazıcı, sanatçı Fırat Parlak ve kulüp çalışanları katıldı.
 
Lansman öncesi kesilen pastanın ardından Fenerbahçe TV’de yayınlanan ‘Vakt-i Fener Lansman Özel Yayını’ başladı. Programda Başkanımız Ali Y. Koç, eser sahibi Burak Karavit ve Fenerbahçe USA Dernek Başkanı Fatih Akarsu yer aldı.
 
Ayrıca Yüksek Divan Kurulu Başkanımız Vefa Küçük, İş insanları Murat Ülker, Ferit Şahenk, HDI Sigorta Genel Müdürü Ceyhan Hancıoğu, Prof. Dr. Mehmet Öz, Kulübümüzün efsanelerinden Cihat Arman’ın torunu Müzisyen İskender Paydaş, Fenerbahçeli eski sporcu Ayten Salih Berkalp, Fenerbahçe Opet ve A Milli Kadın Voleybol Takımımıızn kaptanı Eda Erdem Dündar, 1907 Fenerbahçe Derneği Başkanı Rıfat Perahya, Türk Filantropi Fonları Başkanı Mehmet Lütfi Kırdar, Fenerbahçe USA Derneği Genel Sekreteri Mehveş Koçak ve Yönetim Kurulu Üyesi Esat Sezer, BJK USA Derneği Başkanı Ferruh Zor, Hamburg Fenerbahçeliler Derneği Başkanı Mustafa Çömlek, AFİDER Yönetim Kurulu Başkanı Engin Aygüney, Kulübümüzün efsane futbolcularından Rıdvan Dilmen, Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımımızın kaptanı Melih Mahmutoğlu, Kulübümüzün uzun yıllar formasını giyen efsane kadın basketbolcularımızdan Birsel Vardarlı Demirmen programa bağlanarak Vakt-i Fener ile ilgili duygu ve düşüncelerini paylaştı.
 
Öte yandan programda ayrıca Vakt-i Betvole Fener eserinin biyografi filmi de yayınlandı.
 
Programda ilk sözü alan Başkanımız Ali Y. Koç: “İyi akşamlar, Amerika’dan misafirlerimiz var. Tüm Fenerbahçe taraftarlarına, bizi seyreden herkese iyi akşamlar . Hepinizi sevgi ve saygıyla kucaklıyorum. Farklı bir proje için yan yanayız. Enteresan, ilginç, belki de türünün ilki. Saatlerce emek harcanmış, milyonlarca fotoğrafın içinden binlerce fotoğraf seçilmiş. Proje sayesinde eski tahrip olmuş siyah beyaz fotoğraflarımız restore edilmiş ve ismini Vakt-i Fener koyduğumuz projemizin Fenerbahçe TV’deki tanıtım programı için bir araya geldik.
 

Birkaç gün evvel kültür ve sanat muhabirleriyle stadımızda buluşmuştuk. Onlar da sağ olsunlar projeyi, projenin arkasındaki fikri, emeği ve projenin farkını kendi imkanları çerçevesinde anlatmışlar. Tabii köşeler sınırlı olduğu için anlatabildiklerinin en iyisini yapmışlar. Biz bu gece nereden nereye geldik, bu proje nasıl gerçekleşti, kimin fikriydi, biz nasıl karşıladık.. Yola çıktık ve aradan 1 sene geçti, nereden nereye geldik. Bunları anlatacağız.
 
Ben öncelikle bu fikri, her projenin bir fikri vardır, bir fikir babası vardır. Birden çok da olsa hep bir lideri vardır. Söz konusu projedeki fikir babası, lideri, Fenerbahçe Amerika Derneği ve Fenerbahçe Amerika Derneğimizin Başkanı Sayın Fatih Akarsu. Ona şahsım, yönetim kurulum ve camiam adına teşekkür etmek istiyorum. Hem bu fikri bize getirdiği için bizi inandırdığı için ve mükemmelden öteye gerçekleştirdiği için. Tabii projeyi anlatmak, insanları inandırmak kolay değil. Çünkü türünün ilki dedik. Sanatçı da geldi, ‘Kim dedik?’. ‘Burak Karavit’ dediler. Yıllar önce Amerika’ya taşınmış, kolaj sanatçısı, kolaj tekniklerinde de kendine has, başkalarının yapmadığı teknikler, çalışmalar yapmış. Lentiküler diye bir şey getirdiler, içinde bayrak dalgalanıyor, bir taraftan bakınca başka bir şey, başka bir taraftan bakınca başka bir şey… ‘İyi, çok güzel’ dedik. Ama derken kafamızda hakikaten canlandıramamıştık. Projeye fikren destek olalım dedik, ama ne geleceğini, ne ile karşılaşacağımızı eser tamamlandığı zaman nasıl bir duygu ve düşünceye kapılacağımız aklımızın ucundan geçmemişti.
 

Sayın Burak Bey dedi ki, ‘Elinizdeki bütün, ne kadar fotoğraf varsa; yırtık, siyah beyaz, eski, dijital… hepsini istiyoruz’ dedi. ‘Tamam’ dedik ama tamam derken de içimiz rahat değildi. Koskoca 114 yıllık kulübün elindeki bütün arşivleri biri tanıdığım, biri hiç tanımadığım zaman içinde dostum olan iki kişiye teslim edecektik. Dolayısıyla enteresan bir süreç başladı fakat burada Fatih Bey'e teşekkür ettiğim gibi Sayın Burak Karavit’e de çok çok teşekkür ediyorum. Kendi anlatacağı zaman ne kadar emek harcandığını ve bu eserin arkasında nasıl bir hikaye olduğunu, bu eserin içine girdikçe bir hikayeden başka bir hikaye çıktığını, Fenerbahçemizin gururlu, şanlı, eşi benzeri olmayan tarihinin dijital teknoloji kullanılarak bir çağdaş sanat eseri olarak bir görselde nasıl toplanabileceğini bize gösterdiler. Sınırlı sayıda yapıyoruz; 1907 adet. Hedeflediğimiz satışları gerçekleştirdiğimiz zaman kulübümüze de iyi bir gelir getirecek. Hatta bakarsanız bu yaz bir transfer daha yapmamızı sağlayacak veya bir transfere katkı sağlayacak bir çalışma. Ben şahsen çok etkilendim. Birkaç kişiye kulübümüze büyük faydaları olan, destekleri olan, söz konusu Fenerbahçe ise her türlü hizmete, yardıma, desteğe açık olan insanlardan birkaç kişiyle paylaştım. Onlar da çok etkilendiklerini söylediler. Hatta teşekkür mektupları bile gelmeye başladı. Dediğim gibi bu tablonun içinde çok çok detay var. Ama her bir detayın arkasında bambaşka bir hikaye var. Tablonun içinde gizlenmiş bir nazar boncuğu var, henüz bulamadık, bulacağız. Bir de her tablonun içinde yelken şubemiz için konmuş yelkenlerin arkasında da her tabloya özel bir kodlama var. Yani her tablo kişiye özel üretilmiş, müthiş bir sertifika kutusu var, onun içinde de yelkenlerin arkasındaki  kodlarla, sertifikadaki kodlar birbirini tutuyor. Yani her anlamda eşi benzeri olmayan çalışma, eşi benzeri olmayan kulübün tarihi için sonuçlandırıldı!
 
Çok heyecanlıyım, çok mutluyum. İyi ki siz bize projeyi getirmişsiniz, iyi ki de biz başında tam anlamasak da ne olduğunu desteklemişiz, size güvenmişiz, bütün arşivimizi sizinle paylaşmışız. Arşivin büyüklüğünü anlatabilmek için arşivin Amerika’ya gidebilmesi için özel Server’lar getirildi, 14 gün geceli gündüzlü arşivi aktarmak sürdü. Düşünün o 2 Milyon fotoğrafı toplam 7480 fotoğraf ve fotoğrafın, tablonun, eserin kalbindeyse Ulu Önder Atatürk’ün Fenerbahçe logosuyla birleştirilmiş bir çalışma var. Ve bu da tabii bizim için son derece manidar çünkü bizim hayatımız hangi dönem olursa olsun, hangi yönetim kurulu olursa olsun, hangi sporcular olursa olsun Fenerbahçe Ata’sının yolundan giden bir kulüp. Fenerbahçe Cumhuriyetimizin bütün ilke ve değerlerini benimsemiş, kendisini Ata’sının yoluna adamış ve her daim bu duruştan taviz vermeyen bir kulüp. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün şöyle bir söylemi, var; Atamızın hangi takımı tuttuğu değil, hangi takımın Atamızın yolundan ilerlediği önemlidir. Bu konuda da biz kendimizi farklı görüyoruz. Bu sorumluluğun bilincindeyiz, bu sorumluluğu genç nesillere aktarmanın öneminin de farkındayız. İstisnasız Fenerbahçe Spor Kulübü’nün duruşu tarihi boyunca böyle olmuştur. Atamızın hangi takımı tuttuğu önemli, değildir diyoruz ama tarihsel olarak baktığımızda tarihin belge ve bilgileri, ziyaretler, anektodlar gösteriyor ki ulu önderimizin Fenerbahçe’ye başka bir sempatisi, başa bir bakış açısı, başka duygulara ve düşüncelere sahip olduğu… Zaten bunu da kulübümüze teşekkür mahiyetinde yaptığı ziyarette kendisi defterimize de yazıyor. Başarılar diliyor. Bu bizim için fazlasıyla bu kulübün niye böyle bir duruşa sahip olduğunu göstermesi açısından da çok güzel tarihe altın harflerle kazınmış bir olay olarak geçti.
 
Şunu söylemek istiyorum. Bu programın sonunda 20 dakika eser anlatan bir video var. Hiçbir şey seyretmeyecekseniz onu seyretmenizi tavsiye ederim. Lütfen sevgili Fenerbahçeliler YouTube’dan sonra da seyredebiliyorsunuz. Eşinizle, dostunuzla en azından bu 20 dakikalık videoyu paylaşmanızı sizlerden özellikle rica ediyorum.” diye konuştu.
 

YDK BAŞKANIMIZ VEFA KÜÇÜK: HEM MERAKLA HEM DE KEYİFLE İNCELEDİM
 
Programa telefonla bağlanan Yüksek Divan Kurulu Başkanımız Vefa Küçük, eserde emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti. Küçük, “Bu eseri kulübümüze kazandıran Başkana, Amerika Dernek Başkanımıza ve Burak Karavit’e tekrar teşekkür ediyorum. Hem merakla hem de keyifle inceledim. Bu arada Kulüp Başkanımız Sayın Ali Koç’a özel bir teşekkürüm var. Bu eserden bana, kulübümüze yaptığım hizmetlerden dolayı hediye etti, dün evime teslim edildi. İnceledim, baktım. Burak Karavit arkadaşımız saat kadranı olarak planladığı bu gerçekten büyük boyutta ve çok önemli, Fenerbahçe spor tarihine ve Türk spor tarihine hediye ettiği bu eseri kuruluşumuzdan bu tarihe kadar çok güzel ifade etti.” dedi.
 
Fenerbahçe Spor Kulübü tarihinin kronolojik sırasına riayet ederek eseri yorumlayan YDK Başkanımız, Fenerbahçe tarihine mâl olmuş isimlerin de bu tabloda yer aldığını anlattı.
 
FENERBAHÇE USA DERNEK BAŞKANI FATİH AKARSU: FENERBAHÇE TARİHİNİ ÇOK İYİ ANLATTIĞIMIZI DÜŞÜNDÜĞÜM BİR ESER ORTAYA ÇIKARDIK
 
Projenin nasıl ortaya çıktığını anlatan Fenerbahçe USA Dernek Başkanı Fatih Akarsu, “Fenerbahçe USA Derneği olarak 2001 yılında vatan sevgisini, Cumhuriyet sevgisini, Atatürk sevgisini bir potada eriten insanlar tarafından kurulduk. Onların bize verdiği bayrağı derneğimizin altıncı başkanı olarak ilerletmekteyim. Yurt dışında 27 derneği, yurt içinde 112 derneği, 17 tane de sektörel derneği olan çok güçlü bir kulüp. Çağın ilerlemesiyle, teknolojinin ilerlemesiyle kulübümüze katkıda bulunabilmek için derneğimizi ve diğer dernekleri geliştirebilmek amacıyla bu yola çıktık. Kafamızda hep derneklerin kulübe daha fazla katkı sağlayabilmesi hedefi vardı. Başkan olduğum dönemde derneğimizde bine yakın Fenerbahçe tarihine ait fotoğraf vardı. Bunları restore edip Amerika’da 5 ayrı eyalette fotoğraf sergisi yaparak derneğimize yeni üyeler kazandırmak istiyordum. O yeni üyeleri haliyle Fenerbahçe Spor Kulübü’ne kazandırmak istiyordum. 2019 yılı mart ayında Burak Karavit’in sergisine yönetim kurulumuzla gittiğimizde Burak’ın eserleri inceledim. Bakış açısını, yorumunu ve sanatsal değeri gördüğümde benim 1000 fotoğraflı fotoğraf sergisi fikri 1907 fotoğrafta Fenerbahçe kolajına gitti. Tabii Burka çok yoğun, sergi ilgi görüyor. Çok eski dostumuz. Derneğimizin yönetim kurulunda yıllarca yer almış, çok faydalı olmuş bir arkadaşımız. Bir yandan da sanatçı. Zorla kenara çektik, ‘1-2 dakikanı alayım’ dedim. ‘Sonra konuşalım’ dedi, çok yoğundu. ‘Hayır, şimdi konuşacağız ve bu iş Fenerbahçe’ye yapacağız.’ dedim.  Ne yapmak istediğimizi, orada anladı. 1 hafta sonra ofisine gittim. Kendisiyle 45 dakikalık bir dilimde projeyi anlattım, o kendini anlattı. Bu projeyi nereye götürürüz, bugün burada oturduğumuz ana ve 5 yıl sonrasına kadar her şeyi planladık. Bu proje böyle doğdu. Haziran ayında eskizleri çizdik, Başkanımızdan randevu aldık. Hem dernek ziyaretimiz hem de projeden bahsettik. Sağ olsun başkanımız bize uzun bir süre ayırdı. Kendisi ve ekibine ilk tanıtımı yaptık, ne yapmak istediğimizi anlattık. Çok sağ olsun bize yeşil ışık verdi ve proje başladı. 6 ay sonra Burak Bey’le çalıştığımız kısmı göstermek için geldik. Başkanımıza toplantıda ne olabileceğini anlattık, çok heyecanlandılar. Araya Covid-19 girdi. İşler uzadı. Sonuç itibarıyla Fenerbahçe tarihine uygun, Fenerbahçe tarihini çok iyi anlattığımızı düşündüğüm bir eser ortaya çıkardık. Bugün sergilemeye başladık. Yurt dışında yaşayan Türklerin özellikle Fenerbahçeli Türklerin önceliği vatan sevgisi, Atatürk ve Cumhuriyet sevgisini Fenerbahçe’yle birlikte yaşayıp çocuklarına aktarabilmektir. Ama bu eser sadece bizlere değil bütün dünyadaki Fenerbahçelilere aktarabileceği bir eser oldu.” dedi.
 
BURAK KARAVİT: BUNDAN 2 SENE ÖNCE TOHUMLARI ATILMIŞ BİR PROJE BUGÜN HAYATA GEÇTİ
 
Eser sahibi Burak Karavit ise, “Ekran başındaki tüm Fenerbahçeli taraftarlara buradan sevgilerimi iletiyorum. Aslında spontane gelişmiş bir olay. Benim sergimde Sevgili Fatih’in (Akarsu) bana sormuş olduğu ve benim hayır diyemeyeceğim, söz konusu Fenerbahçe olduğu zaman hayır diyemeyeceğim bir proje geldi bana. ‘Evet’ dediğim andan itibaren de arka planda neye evet dediğimin farkına vardım. Çok güzel bir projeye başladık. Bundan 2 sene evvel tohumları atılmış bir proje bugün hayata geçti. Fenerbahçe tarihinde hep ilkleri yapmış bir takım olduğu için ben de bir sanatçı olarak altına atacağım imzadan dolayı yapmam gereken sanat eserinin sorumluluğunu bir anda omuzlarımda hissetmeye başladım. Çok özel bir şey yapılması gerektiğini o anda kendime kabul ettirdim. Sevgili Ali Beye, mümkün olduğu kadar anlatabileceğimiz şekilde görseli ve videosuyla beraber geldiğimizde dahi bu projeyi anlatmak mümkün değildi. Ben kendisine bütün Türkiye’nin gözü önünde bir kez daha çok çok teşekkür ediyorum. Çok vizyoner bir insan ki bizim götürmüş olduğumuz sunuma ‘evet’ dedi ve o andan itibaren bizimle yürümeye başladı. Bizi sevgiyle karşıladı ve aileden biri yaptı. Ali Beye ve ekibine çok çok teşekkür ederim, böyle bir projede bizimle yan yana yürüdüğü için. Kendisi bu projenin görünmez kahramanıdır. Çok yoğun bir insan olmasına rağmen elini hiçbir zaman üzerimizden çekmedi. Ve onunla beraber bir ilke imza attık. Proje başlarken birçok ilke imza attık. Sanatçı olarak bu eserde iki materyali bir araya getirdim, bugüne kadar yapılmamış bir şey. Esere baktığımız zaman eserin bir iki boyutlu adlandırdığımız kısmı var; bir de eserin üç boyutlu diye adlandırdığımız kısmı var. Bu eserde bu iki materyal bir araya geldi. Ve bu bir ilktir. İlk defa bu kadar görselle başa çıktım. Ali Bey'in de programın başında belirttiği gibi Fenerbahçe’nin arşivi benim elime geldiği zaman 2 milyon görsel vardı ve açıkçası neyle karşılaşacağımı biliyordum. Bugün eserin bitmiş haline baktığınız zaman bunu görmek çok zor ama 114 senelik bir kulübün arşivinden gelen görselleri az çok herkes tahmin edebilir. Esere baktığınız zaman eserin %65’i siyah beyaz ve ben bu kurguyu kafamda kurduğum zaman dedim ki, ‘Ben Fenerbahçe için öyle bir eser yaratacağım ki bu eser her şeyiyle tek olacak’.  Görsel sayısı olarak bu eser tek! İki boyutlu kısmına baktığınız zaman 880 tane ürün, görsel kullandım ve ‘eserin kalbi’ dediğimiz üç boyutlu kısmında da 6600 görselle Fenerbahçe logosunu kolaj haline getirdim. Bu da bir ilk! İşin %65’i siyah beyaz, en yeni resim 64-65 senelik, en eski 114 senelik ve bunların hepsi opağa basılı, bir kısmı dokular yok, bazı insanın burnu yok, kulağı yok… derken ben bu işlerin hem elemesini yapmaya başladım aynı zamanda da bu görsellerin restorasyonunu yapmaya başladım. Hep ilklere imza attık diyorum ama benim bu projede atmış olduğum en güzel imza, zamanda yolculuk yapabileceğimi gördüm ben bu projeyle. Çünkü babadan kalma bir Fenerbahçeli olarak böyle bir projeyi Fenerbahçe taraftarına çıkartabilmem için bu duyguların hepsini yansıtabilmem gerekiyordu. Ve o yüzden 1907 senesine gittim. Ben bu eseri oluştururken yaşadım, yaşamasaydım böyle bir eser ortaya çıkmazdı.” diye konuştu.
 
Son olarak söz alan Başkanımız Ali Y. Koç, “Şu an kaça geldik bilmiyorum ama şu an burada konuşurken bile siparişler geliyor. İlk 230’un 200’ünü verebiliyoruz. Yeni seri üretimler başlayacak. Satışlarda biraz sabır istiyoruz. Çok özenildi. Kutusundan sertifikasına kadar çok özenildi. İçi dışı Çubuklu içi atanların, imkanı olanların muhakkak sahip olması gereken bir eseri Bu eserin Kulübümüze mali katkısı olacak. 5 bin Euro’ya satıyoruz. 2000 eser desek 10 milyon, masrafları çıkarın 7 milyon Euro bırakma imkanı var. Hem harcama limitlerini arttırabilmek hem de transfer desteği yapmak açısından da bu projeye çok önem veriyorum. Bunu aslında 6 ay içinde peyderpey diye düşünüyorduk ama hedefimiz, en azından yarısını ağustos sonuna kadar bir şekilde Fenerbahçe sevdalılarına ulaştırabilmek. Onlara da şimdiden teşekkür ediyorum.” dedi.
 
Sanatçı Burak Karavit ise, “Biz her zaman için buz dağı gibi gördük. Aslında 1907 adet limitli olarak üretecek olan eser bu buzdağının tepesi. Umuyorum yakın zamanda bu buzdağının altına da erişeceğiz. Buzdağının altında olası lisanslı ürünlerimiz, imzalı posterlerimiz olabilme ihtimali var. Şimdiden sevgili taraftarlarımıza bunların haberini verelim istedik.” diyerek sözlerini tamamladı.

Vakt-i Fener eseri hakkında detaylı bilgi edinmek ve tabloya sahip olmak için web sitesi: https://fenerbahce.org/vaktifener